2 Aralık 2010 Perşembe

DOĞANIN CÖMERTLİĞİ

Bugün doğa ana bize çok cömert davrandı.Ve ben bir kez daha anladım ne kadar şanslı bir insan olduğumu.

Pazar kurulur perşembeleri burada ve ben pazarın ilk ziyaretçilerinden olmayı tercih ederim yıllardır.Hem daha kimseler dokunmadan , hem de az ve değerli ürünleri bitmeden alma şansınız olur.Bugün pazarda mantar ve çıntar boldu.Yağmurların yağmasıyla çıkarıverir başlarını otların arasından mantarlar .Öyle sade ama ihtişamlı ,doğanın bir lütfudur bize mantarlar.
Bugün pazardan evimize gelen ve soframızı şenlendiren mantar "körek mantarı" olarak bilinir bu yörede.İsmini de dibinde bitiverdiği bitkiden alır.Fazla söze gerek yok fotoğraflar anlatacaktır güzelliğini.













İnsanlığa en büyük hediyeyi doğa veriyor, yeter ki biz almasını bilelim.

Günün ikinci hediyesini ise denizden aldık.Akşam üzeri kayınpederimin balıkçı teknesiyle eşimle denize açıldık.Akşam üzeri denizde olmak tam anlamıyla bir meditasyon.Denizin dinginliği, yerine göre hırçınlığı , güneşin batışıyla gökyüzünün kızıllığı...her şey bitiyor  o anlarda, günün hayhuyu son buluyor ve içim huzurla doluyor.Nefes alıyorum tüm güzellikleri içime çekerek ve işte o anda oltanın ucunda bir kıpırtı ; çekiyorum, çekiyorum, çekiyorum veeeeee denizin bana armağanı antenli mercan.



Deniz bugün bana balıkları eşime ise kalamarları hediye etti.İşte hayatın güzelliği ve doğanın cömertliği.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder