31 Ekim 2011 Pazartesi

KABAK BÖREĞİ


Hafta sonu hava çok güzeldi.Miskinlik yapmak geldiysede içimden direndim ve börek yaptım.Hamurun terapisine teslim ettim kendimi.


kabak böreği




dolama börek

Ve sonuçta bunlar çıktı ortaya.Pek de güzel oldu.

Üzüncü olayların yaşanmayacağı bir hafta dileklerimle.

29 Ekim 2011 Cumartesi



Yazar caferengigul.blogspot.com

28 Ekim 2011 Cuma

SALATALIK TURŞUSU ( KORNİŞON )


Fotoğrafı anlatıyor nelerin gerektiğini ve ne kadar kolay olduğunu.Turşuluk salatalık, salamura tuzu, dilediğiniz kadar sarımsak, su, maydanoz işte bu kadar.

Salatalıkları güzelce yıkıyor ve soyulmuş sarımsaklarla birlikte kavanoza diziyoruz.1 litre suya 80 gr  tuz oranına sadık kalarak hazırladığımız sıvı çözeltiyi, salatalıklar açıkta kalmayacak şekilde kavanoza ekliyoruz.Dilerseniz 1 çay bardağı kadar sirke ekleyebilirsiniz.

1-2 saat kapağı açık beklettikten sonra üzerini maydanozla kapatıyoruz.Kaynatmış olduğumuz kapağı kapatıp, güneş görmeyen bir yerde 2 hafta bekletiyoruz.Bize  afiyetle tüketmek kalıyor.

Yazar caferengigul.blogspot.com

25 Ekim 2011 Salı

KARANFİLLİ KURABİYE

Bir fincan sıcak süt ve bir kaç adet karanfilli kurabiye...e daha ne olsun.


Malzemeler

- 120 gr tereyağ
- 1 yumurta
- 1 su bardağı toz şeker
- 2 yemek kaşığı bal
- 1/2  su bardağı un haline gelmiş ceviz
- 2 su bardağı un
- 1/2 su bardağı buğday nişastası
- 2 tatlı kaşığı toz karanfil
- 1 paket vanilya
- 1 paket kabartma tozu


Yapılışı
  1. Tereyağı, yumurta ve şekeri çırpın.
  2. Balı ekleyip karıştırın.
  3. Un, buğday nişastası, kabartma tozu, vanilya ve toz karanfili yağlı karışıma ekleyin ve çırpmaya devam edin.
  4. Son olarak un haline getirilmiş cevizleri de karışıma ekleyin.Ele yapışmayan, pürüzsüz bir hamur elde edene kadar yoğurun.
  5. Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp tepsiye dizin.(Ben yuvarlamak istemedim.) 
  6. 180 dereceye ısıtılmış fırında 15-20 dk pişirin.Afiyet olsun.



Yazar caferengigul.blogspot.com

24 Ekim 2011 Pazartesi

DEPREM



Her depremin ardından binalar yıkılıyor, hayatlar son buluyor, kentler yok oluyor.Acı en çok yaşayanı yakıyor.Birinci derece deprem bölgesi olan ülkemizde her depremin ardından konuşan çok oluyor.Konuşulanlarsa sözde kalıyor.Değişen bir şey olmuyor.Sözde kanunlar var, sözde uygulayıcılar var, ama maalesef sözde...
Yazar caferengigul.blogspot.com

19 Ekim 2011 Çarşamba

TERÖRÜ LANETLİYORUZ

lanet.jpg

Yazar caferengigul.blogspot.com

18 Ekim 2011 Salı

SİYA SİYABEND - HAYYAM


Yazar caferengigul.blogspot.com

16 Ekim 2011 Pazar

TAVUK ETLİ, KAVRULMUŞ CEVİZ ÇORBASI

Tam anlamıyla bir kış çorbası.Ama ne çorba; kokusu bile yetiyor insana.Bu ayın Lezzet dergisinden bu tarif.Ceviz delisi ben kaçırır mı böylesi bir deneyimi.Yapmanın ve tadına varmanın tam zamanı.

Malzemeler

- 300 gr kemiksiz tavuk budu
- 1 adet soğan
- 1 su bardağı irice parçalanmış ceviz
- 1 yemek kaşığı sıvı yağ
- 1,5 yemek kaşığı un
- 4 su bardağı su
- karabiber
- tuz

Üzeri için:

- 1 yemek kaşığı tereyağı
- 1 tatlı kaşığı kırmızı biber
- ince kıyılmış maydanoz


Yapılışı
  1. Yemeklik doğramış olduğunuz soğanları sıvı yağda şeffaflaşıncaya kadar kavurun.
  2. Tavuk etlerini minik minik doğrayın.
  3. İrice parçaladığınız cevizleri soğanlara ilave edip 2-3 dk kavurun.
  4. Tavuk etlerini de ekleyip, kavurun.Pişmeye yakın un ,karabiber ve tuzu ekleyip karıştırın.
  5. Tencereye 4 su bardağı su ilave ederek kaynamaya bırakın.Kaynayınca kapağını kapatıp, kısık ateşte pişirin.
  6. Üzeri için tereyağını eritip , kırmızı biberi kavurun ve kıyılmış maydanozla birlikte çorbanın üzerine gezdirin.Afiyet olsun.
Not: Tarifte yoktu ama bence limon çok yakıştı.


Yazar caferengigul.blogspot.com

12 Ekim 2011 Çarşamba

ÇOK ÖNEMLİ



Geleceğimiz için, sağlığımız için, çocuklarımız için, dünyamız için, kendimiz için..... GDO ya HAYIR.Lütfen linki tıklayarak, hepimiz için gerekeni yapalım.
Yazar caferengigul.blogspot.com

10 Ekim 2011 Pazartesi

DİLİM POĞAÇA


Sisli ve yağmurlu bir Yalıkavak ... Benim havalarım geldi şehrime.Ben bu satırları yazarken yağmur hala yağıyor.Daha ne isterim ki ben.


Uzun yürüyüşlerle geçirdim bu hafta sonunu; yağmurda kah şemsiyeli, kah şemsiyesiz özgürce.


Ve kendimi özel hissettiren şık sunumlu kahve molalarıyla...

Malum hava güze döndü.Mutfakta keksiz kalamazdı.Bir dilim kek ve sıcacık bir bardak süt.Ya da bir dilim poğaça ve bir bardak çay....


Malzemeler

- 1,5 su bardağı yoğurt ( kaymaklı kısmı olursa hiç fena olmaz)
- 100 gr tereyağı
- 1 paket kabartma tozu
- 1 çay kaşığı tuz
- aldığı kadar un
  
 iç harcı için

- 100 gr rendelenmiş beyaz peynir
- 50 gr rendelenmiş kaşar peyniri
- ince kıyılmış maydanoz
- ince kıyılmış dereotu
- karabiber

üzeri için

- 1 yumurtanın sarısı
- çörekotu
- susam


Yapılışı
  1. Oda ısısında yumuşatılmış tereyağı, yoğurt, un, kabartma tozu ve tuzu karıştırıp, yoğurun.Ele yapışmayan bir hamur olmalı.
  2. Hamuru iki eşit parçaya ayırın.Yağlı kağıt sermiş olduğunuz tepsiye hamuru elinizle yayın.
  3. Bir kasede karıştırmış olduğunuz iç malzemelerini, hamurun üzerine serpiştirin.
  4. Kalan hamurla harcın üzerini güzelce kapatın.
  5. Üzerine yumurta sarısı sürün.Susam ve çörekotunu serpiştirin.
  6. 180 dereceye ısıtılmış fırında üzeri kızarana kadar pişirin.
  7. Kare şeklinde dilimleyerek servis yapın.Afiyet olsun.

4 Ekim 2011 Salı

4 EKİM HAYVAN HAKLARI GÜNÜ


Ben onlarsız bir hayat düşünemiyorum.Bu dünya üzerindeki her şeyde en az bizim kadar onlarında hakları olduğunu çok iyi biliyorum.Gelişen insanoğluna karşı, doğa üzerinde bizden daha fazlasını hak ettikleri işin asıl doğrusu.

Belki unuttuğumuz insanlığımızı onları gözlemliyerek yeniden kazanabiliriz.

Yazar caferengigul.blogspot.com

3 Ekim 2011 Pazartesi

ÇİĞ BALIK


Bodrum' da renga olarak bilinen bu balık cinsi, mahi mahi ve lambuka olarakda adlandırılmaktadır.Taze, tütsülenmiş veya salamura edilmiş olarak tüketilir.Bence en güzel çiğ balık rengadan oluyor.Henüz pişmiş olarak hiç yemedim.Tekrar yakalarsak pişirip yemeyi düşünüyorum.Bakalım pişince de bu kadar güzel oluyor mu?


Çiğ balık için önce balığın derisini sıyırıp, filetosunu çıkarıyoruz.Ben ince ince dilimledim.Dilerseniz dilimlemeden de hazırlayabilirsiniz.Genişçe bir kaseye aldığınız balıkların üzerine deniz tuzu, taze çekilmiş karabiber ve 2 adet limonun suyunu ekleyip karıştırın. Tuzu normalden biraz fazlaca koymalısınız.Çünkü balık tuz ve limonla pişecek.



Ben bu sefer içine bir kaç yaprak taze adaçayı da ekleyiverdim.Çok da yakıştı.Şimdi iş; bir gece buzdolabında bekletmek ve ara ara karıştırmak.Bu sürede balık pembe  ve çiğ görüntüsünden, beyaz ve pişmiş bir görüntüye ulaşacak.


Ve sizede afiyetle yemek kalacak.


Immmm enfes, lokum gibi...

Gelelim sevgili  Zeliha' nın beni de dahil etmiş olduğu mim' e:

Issız bir adaya düşersem eğer günün birinde ( ah ah nerede o gün ), olmazsa olmazım 




Köz patlıcan , şöyle bol zeytinyağlı


Adaya düşülür de balıksız kalınır mı hiç..Tuzda levrek



Domatessiz yaşayamam ki bennnn .....

Bu mim'i 4 arkadaşa göndermek gerekmekteymiş.Ben aranızdan 4 kişi seçmek yerine, diyorum ki hayal kurabilen herkese açık olsun bu mim.E hadi buyrun bakalım... 
Yazar caferengigul.blogspot.com