30 Aralık 2011 Cuma

MUTLU YILLAR

Bir yılı daha geride bırakmaya saatler kaldı.Yeni yıla yeni umutlarla merhaba deme zamanı şimdi.



 Minik bir bebeğin gülüşü kadar güzel olsun yeni yılda her yeni gününüz.Ve yanınızdan eksik olmasın sevdikleriniz.İyi yıllar.

Yazar caferengigul.blogspot.com

29 Aralık 2011 Perşembe

HEDİYELERİM VE TEŞEKKÜR


Bu fotoğrafdakiler yeteneksizin blogunun yazarı sevgili Nadire hanımın bana göndermiş olduğu süpriz hediyeler.16 yılımın geçtiği Konya-Seydişehir demek bu termiyeler benim için.Akşamları komşu oturmalarında meyve ve çerez tabaklarının arasında yerini mutlaka alırdı kendileri.Ve biz çocuklar bayılırdık tuzlayıp yemeye.Yıllar sonra senin sayende tekrar yemek nasip oldu ,çok teşekkür ederim.Paketin içinde küçük bir not ve kendi yapmış olduğu suluboya çalışmasınıda eklemiş.Bu çok özel hediye için ayrıca teşekkür ediyorum .

Not: Termiyenin ne olduğunu merak edenleriniz varsa,  http://www.yeteneksizin.com/2011/12/termiye-acbakla-ve-faydalar.html .

 Yazar caferengigul.blogspot.com

26 Aralık 2011 Pazartesi

BU ARALAR BEN...

Yılın son haftasındayız.Zamanın hızı karşısında yapacak hiç birşeyimiz yok.Hep bizden önde koşuyor ve ben aklımdakileri eyleme dönüştürmekte yenik düşebiliyorum.Ya da bazen nasılsa vakit var deyip, işe kalkıştığımda aslında başlamak için geç kaldığımı fark ediyorum.

Her neyse yılın bu zamanlarını hep çok seviyorum ben.Işıltılı sokakları, süslü dükkanları, hediye paketlerini, o cıvıltıyı...İnsanın içi çoşkuyla doluyor ,kıpır kıpır oluyor tıpkı yanıp sönen küçük yeni yıl ışıkları gibi.

İşte böyleyim bu aralar mutlu.Ve mutlu olmak için öyle çok bahane yaratıyorum ki aklınız almaz .Hediyeler hazırlıyorum ; sevdiklerime, evimi süslüyorum; yüreğimin ışıltısına ayak uydursun diye, pişiriyorum, pişiriyorum, pişiriyorum; paylaşmak için...dedim ya yılın bu zamanlarını çok seviyorum ben.

Mutfakta ayak uydurmalı bu cıvıltıya değil mi?Tıpkı bu


süslü balkabağı topları



ya da bu cupcake ler gibi.


Mutlu ve cıvıl cıvıl bir hafta dileğiyle.
Yazar caferengigul.blogspot.com

21 Aralık 2011 Çarşamba

AŞURE - PAYLAŞMAK ZAMANI

Yoğun, çok koşturmacalı, bol misafirli bir haftayı bıraktım geride.Kalabalık sofralar, keyifli sohbetler, arkadaşlarla dolu bir hafta.Ne büyük keyif, ne büyük mutluluk.


Evim, kalbim eşimin bana aldığı bu buket gibiydi tüm hafta boyunca.20'lik dişim bile canımı sıkamadı.Doktorum Vecdet Atay'ın ustalığı sayesinde kurtuldum kendilerinden.Ne mühim işinin ehline denk gelmek, insana acı bile güllük gülistanlık oluyor.Ya işini bilmeyene denk gelirsen , ki 3-4 yıl önce tecrübe ettim...hatırlamak bile canımı yakıyor.

İşte tam da bu sebeplerden ötürü bu yıl aşure gününü geçirdim epeyce.Geç de olsa yapmadan olmazdı.



Yapıldı ve sıcak sıcak dağıtıldı efendim. Tarif için tık tık.

Paylaşmak
                 ne güzel bir duygu.
sevgiyle paylaşmak,
                              değer verenle paylaşmak.
paylaşmak ;
                sevinci,
                           hüznü,
                                    bir parça yiyeceği.
paylaşmak
                belkide büyümek demek.


14 Aralık 2011 Çarşamba

PRATİK POĞAÇA



Malzemeler

- 1 yumurta
- 1/2 su bardağı zeytinyağı
- 1/2 su bardağı yoğurt
- 1/2 su bardağı Erzincan tulum peyniri
- un
- 1 paket kabartma tozu
- tuz
- karacaot


Yapılışı
  1. Yumurtanın beyazı, zeytinyağı, yoğurt ve peyniri karıştırın.
  2. Un, kabartma tozu ve tuzu ekleyerek karıştırmaya devam edin.Gerektiği kadar un ekleyerek ele yapışmayan bir hamur elde edin
  3. Hamurdan parçalar koparın.Elinizle yuvarlayıp yağlı kağıt serili tepsiye 1-2 cm aralıklarla dizin.
  4. Üzerlerine önce yumurta sarısı sürün, sonra karacaot serpiştirin.
  5. 180 dereceye ısıtılmış fırında 15-20 dk pişirin.Afiyet olsun.
Yazar caferengigul.blogspot.com

12 Aralık 2011 Pazartesi

ŞARAP SOSLU DANA KUŞBAŞI

Vaktiniz çok az ve yemeğe misafiriniz varsa...ya da fazla uğraşmadan çok şık ve leziz bir yemekse istediğiniz...işte bu tarif tam size göre.


Bu gün madde madde anlatmak gelmiyor içimden.Aslında bu yemeğin ruhuna aykırı uzun uzadıya tarif vermek.Bu nedenle 1 adet kuru soğanı piyazlık doğrayıp düdüklü tencere denen o süper icadın içinde, az zeytinyağı ile karamelize hale getiriverin.Kasaptan aldığınız ve miktarı gönlünüze kalmış olan kuşbaşı eti de gönderin düdüklüye.Rengi değişince karabiber, bir dal taze kekik ve defne yaprağını, ya da sizin canınız hangi baharatı istiyorsa o an, onu ekleyip; üzerini geçmeyecek kadar kırmızı şarabını ilave edip kapatın düdüklü tencerenin kapağını.Pimi çıktıktan sonra 15-20 dk pişirmek yeterli oluyor, lif lif olmuş etlere kavuşmanıza.


Dilerseniz pilavla, dilerseniz benim gibi patates püresiyle servis yapabilirsiniz.Ben patates püresini daha çok yakıştırdım aslında.
Bir kadeh yemeğin hakkıydı, bir kadehi de bizim olsun .Söze noktayı ustası koysun , size afiyet olsun.

Kim demiş haram nedir bilmez Hayyam?
Ben haramı helali karıştırmam:
Seninle içilen şarap helaldir,
Sensiz içtiğim su bile haram.

9 Aralık 2011 Cuma

LORLU ÇÖREK

Çabuk hazırlanan ve hiç lezzetinden şaşmayan bir tarif.Fırından çıkmasına yakın çayınızı hazır etmeyi unutmayın.Soğukkende güzeller, ama sıcakken bence bir başka güzeller.


Malzemeler


- 250 gr tatlı lor peyniri
- 1/2 su bardağı zeytinyağı
- 2 yumurta
- 1 su bardağı toz şeker
- 1/2 limon suyu
- 1 çay kaşığı karbonat
- 3 su bardağı un
- 1 kase susam


Yapılışı
  1. Lor peyniri ve zeytinyağını mikserle 5 dk çırpın.
  2. Yumurtalardan birinin beyazını ayırın.Toz şekeri, kalan yumurta sarısını ve 1 yumurtayı miksere ilave ederek çırpmaya devam edin.
  3. Ayrı bir kapta karbonat ve limon suyunu güzelce karıştırıp, peynirli karışıma ekleyin.
  4. Unu da ilave edip hamur toparlanana kadar yoğurun.Ele yapışmayan bir hamur olmalı.Gerekirse bir miktar daha un ekleyebilirsiniz.
  5. Hamurdan parçalar koparın ve yuvarlayın.Ben hamur toplarını biraz irice yaptım, siz daha küçük ya da daha büyük yapabilirsiniz.
  6. Hamur toplarını  önce ayırmış olduğunuz yumurta beyazına, daha sonra susama bulayın ve tepsiye yerleştirin.
  7. 180 dereceye ısıtılmış fırında 20 dk pişirin.Pişerken çatlaklar oluşacaktır ki bence bu çöreklerin olmazsa olmazıdır.Afiyetle.
Not:Bu tarife ben bazen portakal kabuğu, bazen de damla sakızı eklerim.Her şekilde çok güzel oluyor.


Yazar caferengigul.blogspot.com

5 Aralık 2011 Pazartesi

MUTFAKTA EŞİM VAR

Bu hafta sonu mutfağımdan çok uzaklardaydım.Deprem gerçeği zaten düzenli olarak yapılmakta olan eğitimlerimize yenilerini ekledi.Dileğimiz maddi ve manevi kayıpların en aza indirilebilmesi.Gerçi paranın bu kadar değerli  olduğu ve bilginin önemsenmediği günümüz koşullarında, bu dilek tamamen ütopik  olmaktan öteye geçemiyor.

Böyle zamanlarda eve döndüğümde karşılaştığım yemekler hep bir harika olmuştur.Eve geldiğimde sofrayı hazır bulmaktan daha güzel ne olabilir ki.


Bol kepçe bir tabak.Ama nasıl lezzetliydi , nasıl yumuşacıktı, nasıl güzeldi, anlatmam mümkün değil.Hamurunda sevgi olan yemeklerin tadı bir başka oluyor.


Sevdiğinizin sizin için yemek yapması kadar güzel bir şey olabilir mi acaba.


Tabiki  bir demet çiçekle karşılanmakta dünyanın en mutlu insanı yapabilir bir anda beni.Sevgi dolu bir hafta dileğiyle.

Yazar caferengigul.blogspot.com

30 Kasım 2011 Çarşamba

PASTA, KİTAP, ŞERO


Çok keyifli bu pastaları yapmak.Gerçi mutfak benim için keyif demek...


Kitaplarım geldi sonunda.Malum  idefix sanal kitap fuarı başladı.Bende her yıl olduğu gibi siparişlerimi verip, heyecanla gelecekleri günü beklemeye başladım.Bakalım ikinci parti kitaplarım ne zaman gelecek.


Oyun modundaki sevgili Şero...Her hali bir başka şeker.

Mutfak, kitaplar ve Şero benim için mutluluk, keyif demek.Ne kadar güzel bir gün bugün.Keşke hemen eve gidip kitapların arasında kaybolabilsem....:)

Yazar caferengigul.blogspot.com

29 Kasım 2011 Salı

.....



Anladım ki: insanlar;

Susanı korkak

Görmezden geleni aptal.

Affetmeyi bileni çantada keklik sanıyorlar.

Oysa ki; biz istediğimiz kadar hayatımızdalar.

Göz yumduğumuz kadar dürüstler ve sustuğumuz kadar insanlar!

Şems-i Tebrizi


Bu sözcüklerin üstüne söylenebilecek fazla bir şey yok aslında.İnsanız, değerliyiz.Arkadaşlarımız değerli, dostlarımız.Keşke bunu anlayabilsek.
Yazar caferengigul.blogspot.com

26 Kasım 2011 Cumartesi

CENNET ELMALI KEK

Cennet elması...Çocukluğumdan itibaren severek yediğim bir meyvedir.Kimbilir belki tadının burukluğudur, az sevilmesinin sebebi.Olgunlaştıkça bu burukluk azalarak kaybolur.Bense tamamen olgunlaşmamış halini daha çok severim.


Çok güzel görünüyor değil mi?Pazardan aldıklarım 2-3 gün bekleyince yumuşacık oldular.Bende o hallerini yemeyi pek tercih etmeyince ortaya bu tarif çıktı.Bence çok da güzel oldu.Yumuşacık ve dokununca fışır fışır ses çıkaran bir kek oldu.



Malzemeler

- 2 yumurta
- 1 su bardağı toz şeker
- 1 çay bardağı sıvı yağ
- 2 adet cennet elması
- 1 çay bardağı sıvı krema
- 1,5 su bardağı un
- 1 paket kabartma tozu
- 1 paket vanilya
- 1 su bardağı ceviz


Yapılışı
  1. Yumurta ve şekeri mikserin en hızlı kademesinde 5 dk çırpın.
  2. Sıvı yağı ekleyip düşük hızda çırpmaya devam edin.
  3. Kabuklarını soyup, çekirdeklerini çıkardığınız cennet elmalarını blendırdan geçirip püre haline getirin ve karışmakta olan malzemeler ekleyin.
  4. Sıvı kremayı da karışıma ekleyip çırpmaya devam edin.
  5. Un, kabartma tozu ve vanilyayı eledikten sonra karşıma ekleyin ve kısa süreli çırpın.
  6. Son olarak dövülmüş cevizleri de karışıma ilave edip, yağlanmış ve unlanmış kek kalıbına dökün.
  7. 180 dereceye ısıtmış fırında 30-35 dk pişirin.Afiyet olsun.
Blog  yazmaya başlayalı 1 yıl olmuş.Olur mu, olmaz mı, amaan sıkılırsam bırakırım derken, acaba nasıl olur ki diye düşünürken...bu güne kadar gelmişim.Şaka gibi...
Bazen uzun süren aralar versemde, aklım hep burada oluyor.Bir çeşit bağımlılık sanki.İyiki o ilk adımı atmışım.Çünkü her zaman en zor ve en önemli olan o ilk adımdır, gerisi kendiliğinden gelir.
Ve bu süre içinde sayfayı izleyen ve yorum bırakan sizler...ve siz sessiz izleyiciler...hepinize teşekkürler.Bu sayfayı tek bir ses ve tek bir söz olmaktan kurtarıp, hayat  verdiğiniz için.

Yazar caferengigul.blogspot.com

21 Kasım 2011 Pazartesi

ÇÖREK OTLU BİSCOTTİ

Elimin altında devamlı atıştırmalık bir şeyler olsun diyenlerdenseniz, bu tarif tam size göre.En sevdiğim tarafı ise kolay kolay bayatlamıyor olması.Kıtır kıtır ve çok lezzetli bir atıştırmalık.



Malzemeler

- 1 yumurta + 1 yumurtanın sarısı 
- 1/2 su bardağı süt
- 80 gr tereyağı
- 50 gr Erzincan tulum peyniri
- 2 su bardağı un
- 1 tatlı kaşığı kabartma tozu
- 1/2 tatlı kaşığı tuz
- 1 yemek kaşığı çörekotu
- karabiber


Yapılışı
  1. Oda sıcaklığında bekletilmiş tereyağını, 1 yumurtayı ve sütü karıştırın.
  2. Ufalanmış peyniri ekleyip karıştırmaya devam edin.
  3. Elenmiş un, tuz, karabiber ve kabartma tozunu ayrı bir kapta karıştırın ve sıvı karışıma ekleyip, yoğurun.
  4. Güzelce yoğurduğunuz hamura somun şekli verip yağlı kağıt serili tepsiye yerleştirin.
  5. Üzerine yumurta sarısı sürün ve 180 dereceye ısıtılmış fırında 35 dk pişirin.
  6. Fırından çıkarıp 10-15 dk bekleyin ve ince ince dilimleyin.




     7.  Dilimleri fırın tepsisine dizin ve tekrar fırına yerleştirip 30-35 dk pişirin.
     8.  Soğuduktan sonra servis yapın.

NOT: Tarifin orjinalinde parmesan peyniri kullanılıyor.Ben evde olan peyniri kullanmayı tercih ettim.İsterseniz ikinci fırınlamayı yapmadan da tüketebilirsiniz.Bir çeşit dilim poğaça misali:)Tercih sizin.
Yazar caferengigul.blogspot.com

18 Kasım 2011 Cuma

YEŞİL DOMATES YEMEĞİ


Pazar tezgahında öyle güzel görünüyorlardı ki, dayanamayıp aldım.Yemeğini duymuştum ama yememiştim.Turşusunu bir çok defa yaptım, çok da güzel oluyor.Yemeğini de çok sevdim ben , ekşi ekşi .
Üstelik yapması çok kolay ve hızlı pişen bir yemek, benden söylemesi.

Malzemeler
- 1/2 kg yeşil domates
- 1 adet kuru soğan
- 6-7 diş sarımsak
- 1 avuç bulgur
- Zeytinyağı
- tuz

Yapılışı
  1. Yarım halka doğradığınız soğanları, zeytinyağında karamelize edin.
  2. Soyulmuş sarımsakları ekleyip 1-2 dk pişirin.
  3. Domatesleri 4'e bölüp tencereye ilave edin.
  4. Domatesler suyunu bırakınca yıkanmış bulguru ve tuzu ekleyip, kısık ateşte pişmeye bırakın.
  5. Ilık olarak servis edin.Afiyet olsun.

Not:Domates turşusu yapmak isterseniz daha önce yazmış olduğum salatalık turşusu tarifiyle aynı şekilde yapabilirsiniz.

Yazar caferengigul.blogspot.com

14 Kasım 2011 Pazartesi

HAMBURGER

Uzun bir tatilin ardından merhabalar.Hayat tekrar günlük rutinine dönüyor bu günden itibaren; iş- ev döngüsüne kaldığımız yerden devam.Hani ne yalan söylemeli, uzun aranın rehaveti yok değil üzerimde.Buna bir de kışın gelmesi eklenince, insanın sobanın yanındaki koltuğun üstünden kalkası gelmiyor.Ta ki gözümün önünde hamburgerler uçuşmaya başlayana kadar....


Evet...işte tam da bunun gibi...

Hamburger Ekmeği

Malzemeler

- 2 su bardağı beyaz un
- 1 tatlı kaşığı tuz
- 2 tepeleme tatlı kaşığı şeker
- 1 tatlı kaşığı instant maya
- 1 yumurta
- 2 çorba kaşığı zeytinyağı
- 2 -3 tatlı kaşığı yoğurt
- 1/4 bardak ılık su


Yapılışı
  1. Unu yoğurma kabına eleyerek aktarın.
  2. Tuz, şeker ve mayayı da ekleyip karıştırın.
  3. Unun ortasını havuz gibi açarak yumurta, zeytinyağ, yoğurt ve suyu ilave edip yoğurmaya başlayın.
  4. Hamur pürüzsüz bir hale geldiğinde üzerini streçleyip, 2 katı kadar kabarana dek bekleyelim.Yaklaşık 2 saatte kabarıyor.
  5. Hamuru 4 eşit parçaya ayırın ve her bir parçayı elinizle yuvarlayarak tepsiye yerleştirin.Yaklaşık 30 dk dinlenmeye bırakın ki tekrar kabarsınlar.
  6. Üzerlerinden hafifçe bastırıp, fırça yardımıyla su sürün.Dilerseniz susam da serpebilirsiniz.
  7. 190 dereceye ısıtılmış fırında 15-20 dk pişirin.
  8. Fırından çıkardığınız ekmekleri bir örtünün üzerine alın ve fırça ile su sürün.Ekmeklerin üzerini örtün ve ılımaya bırakın.Hamburger ekmekleriniz hazır.


Not:Ben köy yumurtası kullandığım için rengi bu kadar sarı oluyor.

Hamburger Köftesi

Malzemeler

- 400-500 gr biftekten 1 kere çekilmiş kıyma
- karabiber
- kimyon
- tuz
- 2 tatlı kaşığı hardal
- Pişirmek için çok az sıvı yağ




Yapılışı
  1. Sıvı yağ dışındaki tüm malzemeleri karıştırıp, 4' e bölün.Elinizle şekil verin.
  2. Isınmış ızgarayı 1 çorba kaşığı kadar sıvı yağla yağlayıp köfteleri yerleştirin ve pişirin.


Şimdi sıra gönlünüzce hamburgerinizi hazırlamakta.Ben soğan, domates, marul, ketçap, mayonez ve hardalla tamamladım hamburgerimi .İşte bu kadar, hiç de zor değil.Aksine keyifli ve çookkk lezzetli.Asıl önemlisi EV YAPIMI : ) E daha ne olsun değil mi?
Yazar caferengigul.blogspot.com

10 Kasım 2011 Perşembe

10 KASIM


Acaba kaçımız anlıyoruz ...Anlatıyoruz...

Bu gün 10 Kasım ve ben yas tutmuyorum.

Bu gün 10 Kasım ve ben bir kez daha anlıyorum ki dünyaya gelmiş en büyük öndere sahip bir toplumun evlatlarıyız.

Bu gün 10 Kasım ve ben çok mutluyum ; O' nun ilkelerine bağlı büyüdüm.

Bu gün 10 Kasım ve ben O' nun sayesinde özgürüm.





Yazar caferengigul.blogspot.com

4 Kasım 2011 Cuma

PASTALAR

Bu haftayı pasta haftası ilan ettim ve 3 adet pastayla haftayı bitirdim.








Kar yağdırıp, kardanadam bile yaptım:)  

Yazar caferengigul.blogspot.com

2 Kasım 2011 Çarşamba

spacer
Sağlığımızı tehdit eden GDO'ya karşı 10 Ekim'de başlattığımız internet eylemine katıldığın için teşekkürler. 48 saat gibi kısa bir süre içindesenin gibi duyarlı 100.000 kişi GDO için hayır, sağlığı için evet dedi.

Biyogüvenlik Kurulu, 15.000 kişinin sitelerinde görüş bildirdiğini ve son kararı 12 Ekim'i takip eden 90 gün içinde açıklayacağını belirtti. Bu rakama kampanyamızın medya ve kamuoyunda getirdiği ses ile ulaşıldığına inanıyoruz. Topladığımız 100.000 imzayı Biyogüvenlik Kurulu'na gönderdik. Kararın açıklanacağı tarihe kadar imza toplamaya ve Kurul'a iletmeye devam edeceğiz.

Hedefimiz 500.000 imza toplayarak, sesimizi daha güçlü duyurmak. Bunu başarmak için senden yardımını rica ediyoruz.

GDO tehlikesi hakkında sevdiklerini uyarmak için lütfen bu e-postayı adres listendekilere ulaştır ve aşağıdaki paylaşım araçlarını kullanarak Facebook ve Twitter'da paylaş.


Yazar caferengigul.blogspot.com

31 Ekim 2011 Pazartesi

KABAK BÖREĞİ


Hafta sonu hava çok güzeldi.Miskinlik yapmak geldiysede içimden direndim ve börek yaptım.Hamurun terapisine teslim ettim kendimi.


kabak böreği




dolama börek

Ve sonuçta bunlar çıktı ortaya.Pek de güzel oldu.

Üzüncü olayların yaşanmayacağı bir hafta dileklerimle.

29 Ekim 2011 Cumartesi



Yazar caferengigul.blogspot.com

28 Ekim 2011 Cuma

SALATALIK TURŞUSU ( KORNİŞON )


Fotoğrafı anlatıyor nelerin gerektiğini ve ne kadar kolay olduğunu.Turşuluk salatalık, salamura tuzu, dilediğiniz kadar sarımsak, su, maydanoz işte bu kadar.

Salatalıkları güzelce yıkıyor ve soyulmuş sarımsaklarla birlikte kavanoza diziyoruz.1 litre suya 80 gr  tuz oranına sadık kalarak hazırladığımız sıvı çözeltiyi, salatalıklar açıkta kalmayacak şekilde kavanoza ekliyoruz.Dilerseniz 1 çay bardağı kadar sirke ekleyebilirsiniz.

1-2 saat kapağı açık beklettikten sonra üzerini maydanozla kapatıyoruz.Kaynatmış olduğumuz kapağı kapatıp, güneş görmeyen bir yerde 2 hafta bekletiyoruz.Bize  afiyetle tüketmek kalıyor.

Yazar caferengigul.blogspot.com

25 Ekim 2011 Salı

KARANFİLLİ KURABİYE

Bir fincan sıcak süt ve bir kaç adet karanfilli kurabiye...e daha ne olsun.


Malzemeler

- 120 gr tereyağ
- 1 yumurta
- 1 su bardağı toz şeker
- 2 yemek kaşığı bal
- 1/2  su bardağı un haline gelmiş ceviz
- 2 su bardağı un
- 1/2 su bardağı buğday nişastası
- 2 tatlı kaşığı toz karanfil
- 1 paket vanilya
- 1 paket kabartma tozu


Yapılışı
  1. Tereyağı, yumurta ve şekeri çırpın.
  2. Balı ekleyip karıştırın.
  3. Un, buğday nişastası, kabartma tozu, vanilya ve toz karanfili yağlı karışıma ekleyin ve çırpmaya devam edin.
  4. Son olarak un haline getirilmiş cevizleri de karışıma ekleyin.Ele yapışmayan, pürüzsüz bir hamur elde edene kadar yoğurun.
  5. Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp tepsiye dizin.(Ben yuvarlamak istemedim.) 
  6. 180 dereceye ısıtılmış fırında 15-20 dk pişirin.Afiyet olsun.



Yazar caferengigul.blogspot.com

24 Ekim 2011 Pazartesi

DEPREM



Her depremin ardından binalar yıkılıyor, hayatlar son buluyor, kentler yok oluyor.Acı en çok yaşayanı yakıyor.Birinci derece deprem bölgesi olan ülkemizde her depremin ardından konuşan çok oluyor.Konuşulanlarsa sözde kalıyor.Değişen bir şey olmuyor.Sözde kanunlar var, sözde uygulayıcılar var, ama maalesef sözde...
Yazar caferengigul.blogspot.com

19 Ekim 2011 Çarşamba

TERÖRÜ LANETLİYORUZ

lanet.jpg

Yazar caferengigul.blogspot.com

18 Ekim 2011 Salı

SİYA SİYABEND - HAYYAM


Yazar caferengigul.blogspot.com

16 Ekim 2011 Pazar

TAVUK ETLİ, KAVRULMUŞ CEVİZ ÇORBASI

Tam anlamıyla bir kış çorbası.Ama ne çorba; kokusu bile yetiyor insana.Bu ayın Lezzet dergisinden bu tarif.Ceviz delisi ben kaçırır mı böylesi bir deneyimi.Yapmanın ve tadına varmanın tam zamanı.

Malzemeler

- 300 gr kemiksiz tavuk budu
- 1 adet soğan
- 1 su bardağı irice parçalanmış ceviz
- 1 yemek kaşığı sıvı yağ
- 1,5 yemek kaşığı un
- 4 su bardağı su
- karabiber
- tuz

Üzeri için:

- 1 yemek kaşığı tereyağı
- 1 tatlı kaşığı kırmızı biber
- ince kıyılmış maydanoz


Yapılışı
  1. Yemeklik doğramış olduğunuz soğanları sıvı yağda şeffaflaşıncaya kadar kavurun.
  2. Tavuk etlerini minik minik doğrayın.
  3. İrice parçaladığınız cevizleri soğanlara ilave edip 2-3 dk kavurun.
  4. Tavuk etlerini de ekleyip, kavurun.Pişmeye yakın un ,karabiber ve tuzu ekleyip karıştırın.
  5. Tencereye 4 su bardağı su ilave ederek kaynamaya bırakın.Kaynayınca kapağını kapatıp, kısık ateşte pişirin.
  6. Üzeri için tereyağını eritip , kırmızı biberi kavurun ve kıyılmış maydanozla birlikte çorbanın üzerine gezdirin.Afiyet olsun.
Not: Tarifte yoktu ama bence limon çok yakıştı.


Yazar caferengigul.blogspot.com