Yaş olmuş 37...Yolun yarısını aşalı birkaç yıl olmuş.Sahi büyüdüm mü şimdi ben? Küçük bir çocukken amcalar teyzeler vardı kocaman kocamaaan, bıyıklı, saçları kuş yuvası gibi yapılı...Şimdi onlardan biri miyim ben?Yani bir çocuğun gözünde ben nasılım acaba?
Pazar günü oy kullanmak için ilkokula gittik ya...o sıralar hep öyle minicik miydi?Oysa ne kadar da büyüktüler bir zamanlar...çok değil bir 30 yıl kadar önce.
Ne çok mutlu olmuştum babam bana ilk 0.5 kalemimi aldığında.Bir tek bende vardı kocamaaaan sınıfta basmalı, ince uçlu 0.5 kalem.Ya o monami pastel boyalara ne demeli 24 renk...Gözüm gibi bakardım onlara, resim yapmayı pek sevmesem de.
Ben en çok kitapları sevdim.Ama ilk babamın kitaplarını sevdim.Yatağımın altında tahta bir valizde duran babamın kitaplarını.Okumak için yaşımın küçük olduğu, ama gizli gizli yorganın altında el feneri ışığında büyüklerin dünyasına adım attığım babamın kitapları.
Ben mutfağı da çok sevdim.Annem dikiş dikerken sandalyeye çıkıp ilk çayımı demledim.Annem için.Ne kadar ağırdı o çaydanlık ve ne kadar yüksekti ocak.
Çiçekleri çok sevdim ben...ağzımdan çıkan ilk kelime çiçekmiş , ikincisi kedi:) bence sırf bu yüzden kedi ve çiçek olmayan bir ev mümkün değil benim için.
Bazı insanlar ne kadar büyüktü ben küçükken.Sonra ben büyüdükçe onlar küçülmeye başladı.Kimi yavaş yavaş küçüldü, kimi hop diye birden.Bu acıydı, sevimsiz bir iç sıkıntısıydı ama hayattı işte.Bunun adı birazda büyümekti belki...Ben böyle büyümeyi sevmedim.
Bazı insanlar ne kadar büyüktü ben küçükken.Sonra ben büyüdükçe onlar küçülmeye başladı.Kimi yavaş yavaş küçüldü, kimi hop diye birden.Bu acıydı, sevimsiz bir iç sıkıntısıydı ama hayattı işte.Bunun adı birazda büyümekti belki...Ben böyle büyümeyi sevmedim.
Sonra savaşmayı öğrendim ben.Fikirlerim için savaşmayı, kendim için savaşmayı, işim için savaşmayı...İlk başlarda güzeldi savaşmak.Sonra saygı kayboldu, sırf kazanmak için hile hurda yapanlar geldi, "günü kurtarmak" diye saçma sapan bir deyim türedi.Ben büyüdüm ve artık savaşmaktan yoruldum.
Ben büyüdüm ve vazgeçmeyi öğrendim.En zor olan buydu benim için aslında.Ama vazgeçmenin bir erdem olduğunu anladım biraz daha büyüyünce.Ne güzel demiş Furuğ "Kuş ölür, sen uçuşu hatırla."
Ve büyüdükçe daha bi sevdim Hayyam'ı
"Felek ne cömert , ne aşağılık insanlara!
Han, hamam, dolap, değirmen, hep onlara.
Kendini satmayan adama ekmek yok:
Sen gel de yuh çekme böylesi dünyaya."
Ama tüm bu öğrendiklerime rağmen ve tüm bu öğrendiklerimle; yani beni ben yapan iyi-kötü herşeyle kendime bir dünya kurdum.Kendi masalımı yarattım.
Başardım.
Mutlu olmayı,
Sevmeyi,
Yürekten sevmeyi,
Gereksizse silmeyi:)
Üretmeyi,
paylaşmayı
Başardım.
Benim masalımda sevgi dolu bir evim ve odalara sığmayan kitaplarım var.Küçücük bahçemde kocaman bostanlarım var.
Hergün emek emek bakıp büyüttüğümüz sebzelerimiz , meyvelerimiz var.
Benim masalımda meyveyi dalından koparıp yemenin verdiği büyük mutluluk var.
Adem'in hiç sevmediği ıhlamur çiçeklerini her sabah benim için elleriyle tek tek toplaması var.
Benim hayatımda kendi dolmalık fıstığını kendi bahçemde büyütmek var.Can vermek, üretmek ve sevdiklerimle paylaşmak var.
Mini mini yumruların toprağın altından çıkacağı günü merakla ama sabırla beklemek var.
Şero' suz bir ev mümkün.Biliyorum bu dünyada herşey geçici, tıpkı insan gibi.O yüzden aldığım en değerli hediye
Adem'in , eşimin, masal kahramanımın sabahın ilk ışıklarıyla bana topladığı böğürtlenler:))
Biliyorum ben huysuz ve zor bir insanım.Ama buna rağmen masalımda yer alan dostlarım, kardeşlerim, arkadaşlarım var.Kocaman sofralarım var ...
bu manzaraya karşı kurduğum ...Gözümü açtığımda gördüğüm deniz; bazen dingin, bazen dalgalı, bazen fırtınalı benim gibi, yaşam gibi.
Bu gün benim doğum günüm ve biliyorum ki hayat seçimlerimizden ibarettir. Ben seçimlerimle mutluyum.
Hayatımda , masalımda yer alan tüm sevdiklerim bana katlandığınız için sonsuz teşekkür ediyorum sizlere .Ben kendim için sadece ve sadece masal tadında bir hayat diliyorum.İçinde yapaylık olmayan, doğadan kopmamış, sevgi dolu, saygının hiç kaybolmadığı basit ve sade bir hayat.
Sahi ben büyüdüm mü?:)
Hiç sanmıyorum.Sadece büyümeye devam ediyorum;)
Yazar H.GÜLHAN ÖZ ÖZERAdem'in , eşimin, masal kahramanımın sabahın ilk ışıklarıyla bana topladığı böğürtlenler:))
Biliyorum ben huysuz ve zor bir insanım.Ama buna rağmen masalımda yer alan dostlarım, kardeşlerim, arkadaşlarım var.Kocaman sofralarım var ...
bu manzaraya karşı kurduğum ...Gözümü açtığımda gördüğüm deniz; bazen dingin, bazen dalgalı, bazen fırtınalı benim gibi, yaşam gibi.
Bu gün benim doğum günüm ve biliyorum ki hayat seçimlerimizden ibarettir. Ben seçimlerimle mutluyum.
Hayatımda , masalımda yer alan tüm sevdiklerim bana katlandığınız için sonsuz teşekkür ediyorum sizlere .Ben kendim için sadece ve sadece masal tadında bir hayat diliyorum.İçinde yapaylık olmayan, doğadan kopmamış, sevgi dolu, saygının hiç kaybolmadığı basit ve sade bir hayat.
Sahi ben büyüdüm mü?:)
Hiç sanmıyorum.Sadece büyümeye devam ediyorum;)
caferengigul.blogspot.com