30 Nisan 2014 Çarşamba

ZEYTİNYAĞLI ENGİNAR


Nasılda güzeller değil mi? Ne kadar da albenili renkleri.İnsan bir demet toplasa vazoya koysa çiçekten ala bir görüntü olmaz mı sizce de?Elbetteki çiçeğin yeri ayrı ama bunlarda çiçek gibi değiller mi?Bu körpecik halleriyle çiğ olarak bile tüketilebilirler.

Ben enginarı her türlü severim.Daha önce enginarlı pilav ve tavuklu enginar tariflerini sizlerle paylaşmıştım.Her ikisi de çok lezzetli yemekler.Bu gün vereceğim tarif daha sade, ama yoğun enginar tadı barındıran bir tarif.



Malzemeler

- 10 adet enginar
- 1 adet soğan
- 3-4 diş sarımsak
- 2 yemek kaşığı kuş üzümü
- 1/2 çay bardağı zeytinyağı
- 1 su bardağı su
- tuz
- dereotu

Yapılışı
  1. Enginarları sapından ayırın ve sert yapraklarını elinizle koparın.Fotoğrafta görüldüğü gibi uç kısımlarını kesin, alt kısmını bıçakla düzeltin.Bıçak değdirdiğiniz yerleri limonla ovun.
  2. Soğanı yemeklik doğrayın ve kalın tabanlı bir tencerede ( çelik ya da döküm ) az zeytinyağıyla kavurmaya bırakın.
  3. Soğanlar kavrulurken enginarları yıkayıp 2' ye bölün ve tencereye yerleştirin.Soyulmuş sarımsakları ve 1 su bardağı ılık suyu ekleyip tencerenin kapağını kapatın.Kısık ateşte pişmeye bırakın.
  4. Enginarlar dişe gelir hale ulaştığında kuş üzümlerini ekleyin ve pişirmeye bırakın.
  5. Enginarlar piştiğinde ocağı kapatın ve ılımasını bekleyin.Yemeğiniz ılıyınca kalan zeytinyağını ve doğranmış dereotunu gezdirip servis yapın.
Görüntüsünün güzelliği, lezzetinin özelliği ve sağlığa olan faydaları saymakla bitmeyecek bu sebzeyi bol bol tüketin efendim.


Enginarlar kısık ateşte piştiği için epey uzunca bir vakit alıyor.Ben bu süreyi tam buğday unuyla hazırladığım ekmeği yaparak değerlendirdim.Her zaman çay keyfi yapacak değiliz ya bekleme sürelerinde:)


Bu ekmek enginara pek yakıştı.Bunun o çooook uzun tarifini bir daha ki yazıya bırakalım ve lezzeti bol günler dileyerek bu yazıyı noktalayalım.

Not:Sakın enginarın saplarını attığımı düşünmeyin.Sadece küçük bir kaçamak yapıp onları pişirmeden daha soyarken çerez niyetine tüketiverdim ben:)Siz sert kısımlarını sıyırıp yemeğin içinde pişmeye bırakabilirsiniz.
Yazar caferengigul.blogspot.com

28 Nisan 2014 Pazartesi

YAYLA ÇORBASI , BİRAZ BAĞ BAHÇE , BİRAZDA BENDEN HABERLER


Yağmurlu bir Bodrum sabahından merhaba.Dün gece başlayan yağmur aralıklarla devam ediyor.Bu sefer daha bir fazla seviniyorum yağmur yağdığı için.Sebzelerimiz yağmur suyuyla besleniyorlar çünkü.Her yıl olduğu gibi bu yılda diktik domates, salatalık, biber, patlıcan, kabak, kavun ve karpuz fidelerimizi.Tabi bir de pırasalarım, taze soğanlarım ve sarmısaklarım var.Heyecanla dallarından tazecik ürünleri toplayacağım günlerin gelmesini bekliyorum.Ve yağmuru daha bir çok seviyorum.

 Kabak, kavun ve karpuz tarlası

Henüz çok küçükler biliyorum ama bu yağmurlar onlara çok iyi gelecek.

Pırasalarım.Belki börek olacak belki yumurtalı kavurma, belkide bir dosta nacizhane bir hediye...

Eğer cuma günü başlayan kırgınlığım cumartesi akşam üzerine hastalığa dönüşmemiş olsaydı canım anne ve babamın yanında olacaktım birkaç günlüğüne.Sizlere Nazilli' den , o meşhur pazarlarından ve pidelerinden bol bol fotolar sunacaktım.Olmadı her zamanki gibi acile koşan ben o günden beri yatak döşek hallerdeyim.Avuç avuç içtiğim ilaçlarda cabası.Ne zor yatmak, ayağa kalkacak gücü kendinde bulamamak.Oysa ben oturmayı bile sevmem.Neyse ki 3-4 güne bir şeyin kalmaz dedi doktorcum.Merak etmeyin öyle çok mühim bir şeyim yok biraz alerji, bir parça faranjit, baş ağrısı, kırgınlık, sanırım yatmaktan kaynaklanan bel ağrıları...Geçecek biliyorum.Biraz adaçayı, biraz çorba içerek ve ilaçlarımı alarak geçip gidecek.

Hasta olup annemin yanına gidemeyince annemin çorbasından yaparak özlem gidereyim, hem de şifa bulayım istedim.Baktım ki bu çorbayı daha önce kayda almamışım hemen fotoğraflayıp sizlerle paylaşayım  istedim.


Malzemeler
- 4 avuç pirinç
- 1 kase yoğurt
- 2 lt su
- tuz
- karabiber
- kırmızı biber
- 1 tatlı kaşığı tereyağı (yoğurdunuz yağlı değilse 2 tatlı kaşığı tereyağı kullanmanızı öneririm)
- bolca kuru nane

Fotoğrafta yoğurdun az olduğuna bakmayın siz dolu dolu 1 kase kullanın.Ben evde  kalanı fotoğrafladım ve kullandım.

Yapılışı
  1. Pirinçleri ve suyu bir tencereye alın ve pirinçler dağılana kadar kaynatın.
  2. Pirinçler pişip kıvama geldiğinde tencereden yoğurt kasesine su ekleyip karıştırarak yoğurdun sıcaklığını arttırın.Böylece sıcak suyla buluşan yoğurt topaklanmamış hemde ekşimemiş olacak.10 dk kaynamaya bırakın.
  3. Çorba kaynarken sizde küçük bir sos tavasında tereyağını eritin.Eriyen tereyağının içine naneyi ekleyin ve karıştırın.Ardından kırmızı biberi ekleyin, karıştırın ve ocağı kapatın.
  4. Hazırladığınız tereyağlı sosu çorbaya ilave edip karıştırın.Tuzunu, karabiberini ve dilerseniz bir miktar daha naneyi de ekleyip ocağı kapatın.Çorbanız bir 10 dk kadar dinlendikten sonra servise hazırdır.


Tüm hastalara şifa olsun.Bu çorbayı bize yapan anneciğimin elleri dert görmesin.Sağlıklı bir hafta olsun:)
Yazar caferengigul.blogspot.com

24 Nisan 2014 Perşembe

SEBZELİ KEÇİ (KUZU) ETİ ...( KISIK ATEŞTE, KENDİ SUYUNDA )


Şöyle bir baktım da son zamanlarda pek yemek tarifi yazmamışım.Hep tatlı yapmış ve paylaşmışım.Bu gün bu rutini kırmalı dedim ve akşam yemeğimin tarifini sizlerle paylaşmak istedim.Hem çok pratik hemde çok lezzetli bir et yemeği tarifi.Tek kusuru uzunca bir süreye ihtiyacınızın olması.Çünkü eti uzun sürede, kısık ateşte, kendi suyunda pişireceğiz efendim.Ve öyle lezzetli, öyle lezzetli olacak ki yemelere doyamayacaksınız.Hani parmaklarınızı yiyeceksiniz desem yeridir.Hele pişerken evi kaplayan kokusu...



Malzemeler

- kemikli kuzu eti ( ben keçi kullandım )
- 10 adet arpacık soğan
- 1 adet havuç
- 1-2 avuç bezelye
- 1 dal taze kekik
- 2 adet defne yaprağı
- tuz, karabiber
- zeytinyağı


Yapılışı
  1. Mümkünse bu yemek için döküm tencere kullanmanızı öneririm.Eğer böyle bir tencereniz yoksa tabanı en kalın olan tencerenizi kullanabilirsiniz.
  2. Tencerenin dibine zeytinyağını dökün.Eti tencereye yerleştirin.
  3. Arpacık soğanları soyduktan sonra tencereye yerleştirin.
  4. İrice doğradığınız havucu, bezelyeyi, kekiği ve defne yapraklarını da ilave edin.Tuz ve karabiberini serpiştirip tencerenin kapağını kapatın.
  5. Kısık ateşte et kemikten kendiliğinden ayrılına kadar pişirin.Ben yaklaşık bir buçuk saat pişirdim.Et kendi suyunu salacak ve sizin fazladan su eklemenize gerek kalmayacaktır.
  6. Süre sonunda ocağı kaptın.Ben servis yapmadan önce eti kemiklerden ayırmayı tercih ediyorum.Siz isterseniz o haliyle de servis yapabilirsiniz.Afiyet olsun.
Yazar caferengigul.blogspot.com

22 Nisan 2014 Salı

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI


...hürriyetin de,
   eşitliğin de,
   adaletin de 
   dayanak noktası
ULUSAL EGEMENLİKTİR.
                                             MUSTAFA KEMAL ATATÜRK


Yazar caferengigul.blogspot.com

16 Nisan 2014 Çarşamba

PORTAKALLI KEK


"Yine mi kekkk?" diyenleriniz var mı bilmiyorum.Ne çok kek yapıyorum bu aralar , işte onun farkındayım.Çünkü kendimi hep kek yaparken yakalıyorum:)Bu aralar öyle alengirli tariflerde denemek istemiyorum.Acelece yapayım hemen tadayım istiyorum.Bundan sebep keklerim genelde doğaçlama oluyor.Bunu mutlaka denemelisiniz henüz pazarda portakal bulabiliyorken.Çünkü çok güzel oldu, ben yaptım diye söylemiyorum gerçekten süper bir kek oldu.


Hani ne yalan söyleyeyim pek fotojenikmiş kendileri bir pozlar, bir pozlar ...Ben çekmelere doyamadım,o ise poz vermelere:)


Malzemeler
- 1 yumurta ( evde sadece 1 tane kalmıştı:) yoksa 3-4 tane kırardım)
- 1 su bardağı toz şeker
- 1/4 su bardağı sıvı yağ
- 1/2 su bardağı yoğurt
- 1 portakalın kabuğu ve suyu
- 1 su bardağı un ( kıvamına göre biraz daha ekleyebilirsiniz )
- 1/2 tatlı kaşığı kabartma tozu
- 1 çay kaşığı karbonat
- 1 çimdik tuz


Yapılışı

  1. Şeker ve yumurtayı 3-4 dk kadar çırpın.Krema kıvamını almalı.
  2. Sıvı yağ, yoğurt, portakal kabuğu ve portakal suyunu ekleyip çırpmaya devam edin.Ben kabuğunu kullandığım portakalın suyunu sıktım. 1/2 su bardağından az biraz fazlaca suyu çıktı.
  3. Tüm kuru malzemeleri eleyin ve sıvı karışıma ekleyin.Hamuru güzelce karıştırın.
  4. Yağlayıp unladığınız bir kek kalıbına hamuru dökün ve önceden 180 dereceye ısıtılmış fırında 30 dk pişirin.Soğuyunca servis yapın.
 

Üstüne çikolata sosu döküp servis yapınca da çooook güzel oluyor.Biz denedik.Hatta çikolatalı krema ile pastaya bile dönüşebilir.Ben bu ara keki kremalayıp, soslayıp yani kısacası allayıp pullayıp pastaya çevirme işine taktım gibi.Hadi hayırlısı...Neden mi böyle dedim; instagram hesabıma daha bu gün pastaya çevirdiğim çilekli kekin fotosunu ekledim de :)

Gördüğünüz gibi kupamdan da belli oluyor :) çok çalışıyorum ben çokkk...

Yazar caferengigul.blogspot.com

14 Nisan 2014 Pazartesi

PESTO SOSLU MAKARNA


Yoğun ama çok keyifli geçen hafta sonunun ardından Pazartesi ile yeni haftaya merhaba dedik.Ve ben yeni haftaya bahar tadında bir yemekle başlamak istedim.Ferah, hafif, lezzetli, doyurucu ve bir o kadar kolay bir yemek.Ne dersiniz tarife geçelim mi?


Malzemeler

- 1 paket yumurtalı makarna
- su
- tuz
Pesto sos için:
- 1 avuç dolusu dolmalalık fıstık
- 1 diş sarımsak
- 3 avuç taze fesleğen ( yaprakları koparılmış )
- 1 avuç taze rendelenmiş parmesan peyniri
- deniz tuzu
- taze çekilmiş karabiber
- zeytinyağı


Yapılışı

  1. Önce pesto sosunu hazırlayın.Dolmalık fıstığı fırın tepsisine koyun ve ızgara kısmını çalıştırın.Fıstıkların renk değiştirmemesine özen gösterin.Tatlarının artması için 1-2 dk ısınmaları yeterli olacaktır.
  2. Sarımsağı bir tutam tuz ve fesleğen yaparaklarıyla havanda dövün.Fesleğenleri bir kaseye alın.
     
  3. Havanda dolmalık fıstıkları dövün ve fesleğenlere ekleyin.Rendelenmiş parmesan peynirinin yarısını ekleyip karıştırın .Sosun akışkan bir hale gelmesi için zeytinyağı ekleyip karıştırın.Kalan parmesan peynirini ekleyin karıştırın.Taze çekilmiş karabiberi ve kıvam aldıracak kadar zeytinyağını da ekleyin ve karıştırın.Zeytinyağı ölçüsü vermedim çünkü sosun kıvamını gözlemleyerek ayarlamanız daha doğru olacaktır.Yani en azından ben öyle yapıyorum.Aslında olay birazda sizin damak tadınıza kalmış.
  4. Makarnayı paketinde tarif edildiği şekilde hazırlayın.Haşlama suyundan 1 bardak kadar ayırın ve kalan suyu süzün.
  5. Pesto sosu makarnaya ekleyin ve güzelce karıştırın.Bu aşamada  sos yoğun geldiyse  ayırmış olduğunuz haşlama suyundan azar azar ekleyip sosu seyreltebilirsiniz.
  6. Fesleğen yaprakları ve ince dilimlenmiş parmesan peyniriyle süsleyip servis yapabilirsiniz.Afiyet olsun.

Böyle bir makarnayla günün keyfine varmamak ne mümkün:) 

9 Nisan 2014 Çarşamba

PASTA ( SENA OKULA GİDİYOR )



Bu pasta Sena hanımın doğum gününe özel yapıldı.Çünkü o artık okullu oldu ve çok hızlı bir şekilde okumayı öğrendi.Ondanda bu beklenirdi:)


Senin gibi yemeyi sevenlere pasta yapmak  büyük keyif :) Sen hep böyle mutlu ol ve kocaman gülüşünü hiç kaybetme.
Yazar caferengigul.blogspot.com

7 Nisan 2014 Pazartesi

PEYNİRLİ TUZLU KEK



Bir kek yapmaktır gidiyor bu aralar.Canım sıkılıyor kek yapıyorum, mutlu oluyorum kek yapıyorum.Üzüntüme kek yapıyorum, sevincime kek yapıyorum, yağmur yağıyor kek yapıyorum, güneş açıyor kek yapıyorum.Yumurtaları kırıyorum tek tek, şekeri ekleyip karıştırıyorum.Gerisini hayal gücüme bırakıyorum, keyfekeder kek yapıyorum.Bazen şeker yerine tuz koyup tuzlu kek yapıyorum.Çok da güzel yapıyorum:)



Malzemeler

- 3 yumurta
- 100 gr tereyağı
- 100 gr peynir ( tulum peyniri )
- 1 çay bardağı yoğurt
- 2 yemek kaşığı zeytinyağı
- 1/2 demet dereotu
- 4-5 dal maydanoz
- 1 çay kaşığı tuz ( tuz miktarını kullandığınız peynire göre ayarlayın )
- karabiber
- un ( ben mısır unu ve beyaz unu karıştırıp kullandım )
- 1 paket kabartma tozu
- 1 çay kaşığı karbonat



Yapılışı
  1. Tereyağını eritin ve soğumaya bırakın.
  2. Yumurtaları kırıp mikserle güzelce çırpın.Yoğurt ve tereyağını ekleyip çırpmaya devam edin.
  3. Un , kabartma tozu, tuz ve karbonatı karıştırıp sıvı karışıma azar azar ekleyin.Kıvamı klasik kek kıvamından koyu olmalıdır.
  4. Ufalanmış peynir, kıyılmış maydanoz , dereotunu ve karabiberi ekleyin ve güzelce karıştırın.
  5. Yağlanmış ve unlanmış kek kalıbına arzu ederseniz karacaot serpiştirip hamuru boşaltın.
  6. Önceden 180 dereye ısıtılmış fırında 30 dk pişirin.Sıcak sıcak afiyetle tüketin.
Yazar caferengigul.blogspot.com