25 Şubat 2015 Çarşamba

MAHMUDİYYE


İlk defa yaptığım, birçok defa adını duyduğum bir yemek olan mahmudiyyeyi çok beğendik. Öyle çok zor bir yemek değil.Ama gerçek lezzetine ulaşmak için köy tavuğu, serbest gezinen tavuk kullanmanız gerekiyor.

Malzemeler
- 1 bütün köy tavuğu ( derisi alınmamış )
- 18-20 adet kuru kayısı
- 1 avuç kuş üzümü
- 100 gr çiğ badem ( kabuğu soyulmuş )
- 2 tatlı kaşığı bal
- 1 tatlı kaşığı hardal
- 1 adet kuru soğan
- 4 yemek kaşığı tereyağı
- 2 su bardağı arpa şehriye
- 5 su bardağı tavuk suyu
- 1 adet kabuk tarçın
- tuz, karabiber


Yapılışı
  1. Tavuğu 8 parçaya bölün.Tabanı kalın bir tencereyi ( ben döküm tencere kullandım ) ocağa koyup altını yakın.Tencere ısındığında 2 yemek kaşığı tereyağını ekleyin.Tereyağı eriyince tavuk parçalarını tencereye yerleştirin.Yüksek ateşte her iki tarafı kızarana kadar tutun.Güzelce kızaran tavukları bir tabağa çıkarın.
  2. Yarım daire şeklinde doğradığınız soğanı tavukları kızarttığınız tencerede renkleri dönene kadar kavurun.
  3. Soğanların üstüne tavukları yerleştirin.
  4. Hardal, bal, üzüm, kayısı, badem, kabuk tarçın, 1 su bardağı tavuk suyu, tuz ve karabiberi ekleyip tencerenin kapağını kapatın.Ocağı kısık ateşe alıp yaklaşık 1 saat kadar pişirin.Bu süre tavuğun etine göre değişiklik gösterebilir.
  5. Ayrı bir tencerede 2 yemek kaşığı tereyağını eritip şehriyeleri kavurun. Kalan tavuk suyu ve tuzu ekleyip kısık ateşte şehriyeler suyunu çekene kadar pişirin.
  6. Servis yapacağınız tabağın içine şehriye pilavını yerleştirin.Üzerine pişirmiş olduğunuz tavuk yemeğini yerleştirip servis yapın.Dilerseniz tavuğu kemiklerinden ayırdıktan sonra servis tabağına yerleştirebilirsiniz.Afiyet olsun.
NOT: O zamanlarda erişte gibi elde yapılan ve küçük küçük kesilen hamur pilavı yapılırmış.Hatta okuduğum bazı kaynaklarda bu hamurları tavuğun pişmesine yakın tencereye ilave edip birlikte pişirildiğinden bahsedilmiş.
Yazar caferengigul.blogspot.com

23 Şubat 2015 Pazartesi

LÜTFEN YAVAŞLAYIN...YARIN YOK...


İnsan sevdiklerinin kıymetini bilmeli önce ve her anı dolu dolu yaşayabilmeli özgürce; sanki yarın hiç olmayacakmış gibi.Peki ya hangimiz yapabiliyoruz bunu.Günlük koşturmacanın içinde eriyip gidiyor en değerli zamanlarımız.İş - ev , iş- ev...bazen hızlıca yenilen yemekler, kimi zaman televizyonun egemenliğinde yenilen yemeklere bırakıyor kendini.Böyle böyle yitiriyor anlamını ilişkiler.İster sevgili olarak, ister eş, isterseniz ev arkadaşı olarak algılayın farketmez.Aynı evin içinde birbirine değmeyen hayatlar...

Arada bir soyutlayın kendinizi çağımızın rutininden ve zaman ayırın sevdiklerinize.Özenli bir sofra kurun mesela...sakın açmayın televizyonu...Birbirinizin gözünün içine bakarak sohbet edin ve her lokmanın tadını çıkarın.Sevdiklerinize vakit ayırın.Gerçek vakitler; aklınızda işle ilgili 40 tane tilkinin dolaşmadığı, gözünüze televizyondan bir karenin takılmadığı...Yavaşlayın...ve anın tadını çıkarın.Bahaneniz olsun doğum gününüz, evlilik yıldönümünüz, sevgililer günü ya da ne bileyim elinize konan uğurböcüsü.Yeter ki siz bahane yaratın ve sevdiklerinizle gerçek vakitler geçirin.Buna hepimizin ihtiyacı var.Lütfen artık biraz yavaşlayın.


Ben sevgiyle hazırlanmış bir sofranın mutlu edemeyeceği bir insan tanımadım henüz.Hayat hızla akarken siz güzel anılar biriktirin, içinde değer verdiğiniz insanların olduğu.Çünkü elinizde kalan bir tek onlar olacak sonunda.

Ne çok konuştum yine:) içimden geçenleri yazmasam olmazdı ya da bu sofrayı niçin hazırladığımı.Düşüncelerimi paylaştığıma göre menüyü yazma zamanı gelmiştir herhalde, sizleri daha fazla sıkmadan.

Bu sofranın baş kahramanı Mahmudiye  15. ve 16. yy 'da yapılan hamurlu, meyveli bir tavuk yemeğidir.Mutlaka denemelisiniz , çok ama çok lezzetli.


Tabiiki ekmeklerin hası; ekşi mayalı çavdar unlu ekmek sofranın bir diğer harikasıydı.


Yardımcı rollerde haşlanmış kırmızı pancar, kekikli turp salatası ve domates salatası yerlerini aldı.


Bu sofrayı ancak  "helva-i hakan-i"  tamamlayabilirdi ( normalde a ve i harflerinin üstünde şapka var ). 15.-19. yy' da yapılan, helvaların hakanı ya da hakanlara layık olarak adladırılan bu helvanın en can alıcı noktası ise içindeki kaymağıymış.Bu helvayı tadıp beğenmeyen olmadı.Tabakta görmüş olduğunuz tamamının 1/4 ü kadardı desem ne kadar bereketli olduğunu anlatmış olurum.

Sizde sevdiklerinizle özenli sofralarda buluşun.Can kulağıyla dinleyin birbirinizi, sohbetinize kahkahalarınız  eşlik etsin. Mideniz , gönlünüz şenlensin.Yavaşlayın, her anın tadını çıkarın.Çünkü yarın yok...

Not: Tarifleri gelecek yazılara bırakıyorum.Zira bugün çok konuştum ;)

Yazar caferengigul.blogspot.com

16 Şubat 2015 Pazartesi

...


Yazar caferengigul.blogspot.com

9 Şubat 2015 Pazartesi

AVOKADO SOSLU MAKARNA


Kolay, lezzetli ve sağlıklı bir makarna tarifine ne dersiniz? Hatta avokado sevmeyenler bile bayılacak :) ben tecrübe ettim.Üstelik sadece 10-15 dk'da yemeğiniz hazır.

Malzemeler


- 1 paket makarna
- 2 adet avokado
- 2-3 diş sarımsak
- 2 dal taze fesleğen
- 1/2 limonun suyu
- 2 yemek kaşığı zeytinyağı
- tuz, karabiber
- su

Yapılışı

  1. Makarnayı pakette belirtildiği sürede haşlayın.
  2. Makarnanız haşlanırken avokadoların kabuklarını soyun ve doğrayıcıya yerleştirin.
  3. Kabuklarını soyduğunuz sarımsakları, fesleğeni, yarım limonun suyunu , zeytinyağını, tuz ve karabiberi doğrayıcıya ilave edip çalıştırın.
  4. Karışım pürüzsüz bir kıvam almalı.Makarnayı haşladığınız suyun 1/2 çay bardağı kadarını sosa ekleyerek karıştırın.Böylece sosunuz ipeksi bir hal alacak.
  5. Makarnayı süzün, sadece süzün.Sakın soğuk suyun altına tutmayın.Çünkü lezzetini ve dokusunu suyun alıp gitmesini istemeyiz.
  6. Şimdi sosla makarnayı buluşturma vakti:)Makarnayı zedelemeden sakince karıştırarak sosun eşit olarak dağılmasını sağlayın.
  7. Dilerseniz makarnayı minik domates dilimleriyle süsleyip servis yapabilirsiniz.Afiyet olsun.
Ta ta ta taaa...işte size nefis mi nefis bir tabak avokadolu makarna.


NOT: Bu makarna pek beklemeye gelmiyor gibi.Yiyeceğiniz kadar yapmanızda fayda var.Yani bol bol yapayım yarında yemekle uğraşmam diye düşünmeyin.Hoş bu kural tüm makarnalar için geçerli ama bizler pek uygulamıyoruz evlerde;)

Sağlıklı bir hafta dileğiyle...