7 Ocak 2011 Cuma

KAĞITTA BİBERİYELİ BONFİLE

Perşembe günü oldukça yoğun bir gündü.Bir yandan pazar telaşı, bir yandan ofisteki işler... diğer yanda ise "bel okulu".Evet "bel okulu" yanlış okumadınız.İnsana ilk başta garip geliyor.Bir fizyoterapist eğitmenliğinde başladık dün ilk derse.

Belimizi korumayı , güçlendirmeyi amaçlıyor dersler kısaca.Gün içinde hepimiz farkında olmadan öyle hatalı hareketler yapıyoruz ki omurgamızın zarar görmesine sebep oluyoruz.İşte bunu önlemek için neler yapmamız gerektiğini öğreniyoruz bu derslerde.Belimize gün içinde binen yükü nasıl minimuma indirebiliriz sorusunun cevabını ve omurgamızı güçlendirmek ,aynı zamanda da rahatlatmak için yapmamız gereken basit ama bir o kadar da önemli egzersizleri öğreniyoruz.

Oturur pozisyonda belimize, ağırlığımızın 3 katı yük, ayaktayken 2 katı yük ve yatarken de en az yükü yüklediğimizi öğrendiğimde çok şaşırdım.Vaktimizin çoğunu oturarak geçirdiğimizi düşünürsek kendimizi ne kadar da çok zorluyoruz.Çözüm doğru egzersizleri yapmakta yatıyor.Yani kendimizi bakıma almamız da.

Bel okulu bir aylık bir programdan oluşuyor.Bakalım daha neler öğreneceğim ve tabi sizlerle paylaşacağım.Belki sizin bulunduğunuz şehirlerde de vardır böyle programlar.Dikkat kesilmekte fayda var bence.

Gelelim yemeğimize yeni yıl bana çok uğurlu geldi.Her şeyiyle yeni bir yıl  oldu.Bunlardan biride yeni fırınım.Dün tüm koşturmacanın arasında yemeği bahane edip ilk denemeyi yapıverdim.Sonuç mu:  bayıldım desem:)Bir de kek yapıp demek gerek.







Malzemeler


- 350 gr dana bonfile
- 4 diş sarımsak
- 1 çorba kaşığı taze biberiye
- 1 tatlı kaşığı karabiber
- 1 çay kaşığı pul biber
- 1 kahve fincanı zeytinyağı
- 8-10 adet arpacık soğan
- deniz tuzu

Yapılışı


  1. Etin sığacağı büyüklükte bir kaba doğramış olduğunuz sarımsakları, biberiyeyi, zeytinyağını ve kalan baharatları ekleyip karıştırın.
  2. Kasabınıza etin sinirlerini aldırmayı unutmayın.Hazırlamış olduğunuz sosun içine eti koyun ve her tarafına dağılmasını sağlayın.
  3. Eti buzdolabında mümkünse 1 gece dinlendirin.
  4. Dinlenmiş olan eti ısıttığınız çelik tavaya koyun.2-3 dk bekleyin, etin diğer yüzünü çevirin.Et tavadan ayrılmıyorsa zorlamayın.Henüz yeterince kızarmamış demektir.Kızardığında kendiliğinden tavayı bırakacaktır.Etin tüm yüzeyine aynı işlemi uygulayın.Bu şekilde eti mühürlemiş oluyoruz.Yani tüm suyunu içine hapsetmiş oluyoruz.


Mühürlemiş olduğumuz etin görüntüsü
         5.   Eti sosuyla birlikte yağlı kağıda alıyoruz.Soğanları da ekleyip kağıdı hava almayacak şekilde kapatıyoruz ve fırın tepsisine yerleştiriyoruz.
         6.   210 dereceye ısıtılmış fırında 45 dk pişiriyoruz.Az pişmiş sevenler için 30 dk yeterli olacaktır.
         7.   Servis tabağına alıp, dilimleyerek servis yapın.


    Dilerseniz et için hazırladığınız sosun aynısını küçük patatesler için hazırlayıp,patatesleri de yağlı kağıda sararak pişirebilirsiniz.Etin yanında güzel bir garnitür oluyor.


    Afiyetle...

    5 Ocak 2011 Çarşamba

    KESTANE KEBAP VE KOKOŞ KURABİYE

    Şimdi piştiler, sobanın üstünde.Evi mis gibi sardı kestane kokusu.


    Siz de buyrun lütfen.



    Nişan ikramlarının tarifine devam.Bu tarif çok uzun zamandır defterimde yapılmayı bekliyordu.Elimde çok fazla yumurta beyazı kalınca uygun düştü.İyikide yapmışım çok güzel oldular ve çok bereketli.Hindistan cevizi sevmeyenler için pek uygun değil ama belki bu sayede severler:) 


    Malzemeler


    - 250 gr tereyağı
    - 1/2 çay bardağı fındık yağı
    - 1 su bardağı pudra şekeri
    - 1 çay bardağı hindistan cevizi
    - 2 yumurta akı
    - 4 su bardağı un
    - 1 paket kabartma tozu
    - 1 paket vanilya

    Dışı için


    - 1 yumurta akı
    - hindistan cevizi

    Yapılışı


    1. Tereyağ , sıvıyağ, yumurta akları ve pudra şekerini pürüzsüz bir hale gelene kadar karıştırın.
    2. Hindistan cevizini ekleyip karıştırmaya devam edin.
    3. Elenmiş olan unu, kabartma tozunu ve vanilyayı da ekleyip pürüzsüz bir hamur elde edin.
    4. Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp ; önce yumurta akına, sonra hindistan cevizine bulayıp, yağlı kağıt serili fırın tepsisine aralıklı olarak dizin.
    5. Önceden 180 dereceye ısıtılmış fırında, üzerleri çatlayana kadar pişirin.
    6. Soğuyunca servis yapın .

    TARÇINLI KURABİYE

    http://caferengigul.blogspot.com/2011/01/tatli-telase.html    yazımda bahsettiğim nişan ikramlarından...Çok lezzetli ve kolay bir kurabiye.Hani az malzeme, çok lezzet olanlardan.

      Malzemeler

    - 2 yumurtanın sarısı
    - 150 gr tereyağı
    - 2.5 su bardağı un
    - 1/2 su bardağı pudra şekeri
    - 1 tatlı kaşığı tarçın
    - 1 paket kabartma tozu
    - 1 paket vanilya

    Üzeri için


    - pudra şekeri
    - tarçın

    Yapılışı

    1. Yumurta sarıları, pudra şekeri ve tereyağını iyice karıştırın.
    2. Elenmiş un, tarçın, kabartma tozu ve vanilyayı ekleyip yoğurun.Ele yapışmayan bir hamur oluyor.
    3. Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp, elinizle yuvarlayın.Yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine aralıklı olarak dizin.
    4. 190 dereceye ısıtılmış fırında 30 dk pişirin.Üzerleri beyaz kalmalı.
    5. Kurabiyeler soğuyunca  karıştırdığınız tarçın ve pudra şekerini üzerlerine serpip servis yapın.

    4 Ocak 2011 Salı

    TUZDA LEVREK


    Böyle bir sofra için gereken vakit de,hazırlıkda kısacık.Öyle kolay bir tarif vereceğim ki inanamayacaksınız.Lezzetini anlatmaya ise sözcükler yetmez.Lokum gibi yumuşacık bir levrek Derim ki deneyin ve görün.Fazla söze gerek yok tarife geçelim hemen.

    Malzemeler



    - 2 adet deniz levreği(500'er gr)
    - 2 kilo diri tuz
    - su

    Yapılışı

        1.   Balıkların sadece solungaç ve iç organlarını temizleyin.Pullarını kazımayın ki tuz balığa işlemesin.
        2.   Tuzun tamamını geniş bir kaseye aktarın ve su ekleyerek bir harç elde edin.Kıvamı fotoğraftaki gibi olmalı .



       3.   Fırın tepsisine tuzu 1 cm kalınlığında olacak şekilde yayın.Üstüne balıkları koyun ve üzerini tuzla kaplayın.



       4.   250 dereceye ısıttığınız fırında 50 dk pişirin.Ara ara kontrol edin.Üzerinde çatlak varsa harçla sıvayın.Çatlaklar kapatılmazsa balığın tüm özsuyu buharlaşır.
       5.   Süre sonunda fırından çıkarıp üzerindeki tuz tabakasını dikkatlice kaldırın.


       6.   Balığın derisi kolayca ayrılacakdır.Tuzu balığa bulaştırmadan balığı ayıklayıp servis tabağına alın.




       7.   Zeytinyağı ve limonla soslayıp afiyetle yiyin.

    Not: Tepsinin tamamını dışarı taşacak şekilde aliminyum folyo ile kaplayın.Dışa taşan kısımları yukarı doğru kıvırın ancak balığın üstünün örtülmemesine dikkat edin.Bu işlemde amaç fırının daha az kirlenmesini sağlamaktır.

    Tuzda pişirme yöntemiyle balığı kendi suyunda pişirmiş oluyoruz .Benim en çok tercih ettiğim yöntemdir.Çünkü kolay ve kokusuzdur.Evde balık pişirmeyi bir çoğumuz kokusu nedeniyle sevmez.Ama tuzda balığı evde gönül rahatlığıyla pişirebilirsiniz.


    3 Ocak 2011 Pazartesi

    TATLI TELAŞE

    Giden yılın son günleri ve yeni yılın ilk günleri bizim için  başka anlamlar yüklendi.Bir birlikteliğin resmiyete ilk adımlarına sahne oldu yılın ilk günleri.Başrolde canım kardeşim vardı.Dileğimiz bu birlikteliğin hep mutlulukla sürmesi.
    Hepimiz geçtik bu telaşeli ve bir o kadarda heyecanlı yollardan.Ama inanın ki insanın kardeşi olunca başrol de, daha bi başka oluyormuş hissedilenler.

    İkram olarak yaptıklarımdan fotoğraflayabildiklerim:


                                                         Kokoş Kurabiye

                                                                          
                                                      Baharatlı kurabiye


    Tarçınlı Kurabiye



    Muzlu Yaş Pasta


    Yılbaşı ve nişan arka arkaya gelince epey tarif birikti.Bir de fotoğrafını çekemediklerim var ki ...En kısa sürede tarifleri yayınlamaya çalışacağım.

    1 Ocak 2011 Cumartesi

    YILIN İLK DAKİKALARI






    31 Aralık 2010 Cuma

    İYİ SENELER.......



    Yeni yıl :
               ışıltı,
               umut,
               sevgi,
               mutluluk,
               paylaşmak
    ve
               çoşku demek benim için.

    Verdiğim  minik bir hediyenin bile kocaman bir tebessümle bana geri dönmesi demek.
    Telefonun diğer ucunda bir dost sesini duymak demek.
    Aile demek.
    Hatırlamak ve hatırlanmak için bahane demek...
    Sevgi demek, sıcacık ve sakin...

    Yeni yılın sizlere ve sevdiklerinize umut ,sağlık ve mutluluk getirmesi dileğiyle.İyi seneler.