Bakır tutkumu artık sizlerde öğrendiniz sanırım.Aslında benim eskiye büyük bir tutkum ve özlemim var.Ben dünyaya daha erken gelmeliymişim , biraz geç kalmışım.Bu durum sadece antika ya da eski eşyaya olan merakımdan kaynaklanmıyor.Geçmiş zamanların insan ilişkileri, komşuluk ritüelleri, temiz gıdaya ulaşma kolaylığı ve henüz paylaşmayı bilen insanoğlu asıl özlemini duyduğum şeyler sanırım.O yüzden topluyorum ben fırsat buldukça eski eşyaları, huyumu bilenler atmayı düşündükleri birşey olunca önce bana uğruyorlar ya da değer veriyorum diye aile yadigarları benim evimde kendilerine bir yer buluyorlar. Üstteki fotoğrafta görmüş olduğunuz kumaş el dokuması ipek olup büyük büyük anneannemiz tarafından dokunmuştur vakti zamanında.Bakır pilav sahanı ise mahalleden bir komşuma ait.Yeni aldığı evine taşınma sırasında eski olan pilav sahanlarını atarken valide sultan tarafından yakalanmış ve benim olmuştur bu güzeller güzeli sahanlar.Tencere ise Kavaklıdere gezim sırasında aldığım Osmanlı dönemine ait güveç tencerelerinin uyarlamasıdır.Hepsi benim için çok değerlidir.En kısa zamanda bir Kavaklıdere ziyareti ayarlayıp pilav sahanlarımı ve taş fırınımda kullanacağım aile yadigarı bakır tepsilerimi kalaylatmalıyım.Aaa bir de bakır kazanlarımı unutmamalıyım değil mi:)
Etli nohut yemeği basit ama çok eskilere dayanan geleneksel yemeklerimizden.Aslında herkes yapıyor ve tarifini biliyordur.Ben bu kadar özenerek pişirince , onlarda keyifle poz verince tarifi not etmeden geçmek istemedim.Şunu da söylemeden geçemeyeceğim; evet çok lezzetli oldu ama düğünlerde yapılan etli nohutlar gibi olmadı yinede.Ne yapıyorlar bilmiyorum ama o koca koca kazanlarda pişen etli ya da tavuklu nohut yemekleri bambaşka bir güzelliğe sahip oluyor.Evet yağı epey bol oluyor ama lezzeti çok ama çok güzel oluyor.Yakın zamanda yapılacak ilk düğün yemeğinde aşcının başından ayrılmayacağım kesinleştiğine göre benim ev usulü yani Gülhan usulü tarifime geçebiliriz.
- 3 su bardağı nohut
- 1/2 kg kuşbaşı et
- 1 adet soğan
- 1 yemek kaşığı domates salçası- 1 tatlı kaşığı kırmızı toz biber
- 1 çay kaşığı acı pul biber
- 1/2 çay kaşığı kimyon
- tuz, karabiber
- 3 yemek kaşığı zeytinyağı
- fındık büyüklüğünde tereyağı
-su
Yapılışı
- Nohutları sabahtan sıcak su dolu bir kaba alın ve üstü kapalı olarak akşama kadar bekletin.Dilerseniz 1 gece önceden de ıslatabilirsiniz.
- Suyunu süzdüğünüz nohutları düdüklü tencereye alıp 30 dk haşlayın.
- Ayrı bir tencerede yemeklik olarak doğradığınız soğanları renkleri koyulaşana kadar kavurun.
- Kavrulmuş olan soğanlara etleri ilave edin ve kısık ateşte sularını salıp tekrar çekene kadar kapağı kapalı olarak kavurun.
- Salçayı ve baharatları ekleyip 5 dk kavurduktan sonra nohutları ilave edin.Ben nohutları haşladığım suyu ekledikten sonra nohutlar iyice yumuşayana kadar yaklaşık 20 dk kısık ateşte pişirmeye devam ediyorum.
- Yemeği ocaktan almadan 5 dk önce tereyağını ekleyip karıştırın.
Bunlarda sevgili eşimin bana aldığı Hüsnü Yusuf çiçekleri.Ne kadar kibar ve kırılgan bir güzellikleri var değil mi? Yusuf yüzünün güzelliğiyle nam salan bir insanmış.Sadece yüzü değil , huyu da güzelmiş Yusuf'un ve oldukça başarılıymış kendisi.Hal böyle olunca başına türlü kötü işler gelen Yusuf 'un yolu köle pazarına kadar düşmüş.Yusuf yüzüne aşık olan sahibinin aşkına karşılık vermemiş ve "öldüğümde ilk çürüyecek olan yüzümdür" demiş.Sahibesi aşkına karşılık bulamayınca ona iftira edip hapse atılmasına sebep olmuş.Yusuf' un hikayesi daha devam ediyor ama ölüpte yüzü çürüdüğünde topraktan bir çiçek çıkmış ve bu çiçeğe Hüsnü Yusuf çiçeği denmiş.Yani Yusuf'un yüzü demişler bu güzeller güzeli, mis kokulu kır karanfillerine.Ne diyelim ? Gökten 3 elma düşmüş....:)
Eskiye özlemin azalacağı, her yerin Hüsnü Yusuf çiçekleriyle dolacağı günler dileyelim .
Yazar H.GÜLHAN ÖZ ÖZER
caferengigul.blogspot.com
off nefis nefisss.ellerine sağlık canım.sevgiler.
YanıtlaSil:) teşekkürler.
SilÇok leziz gözüküyor.Ellerinize sağlık.Çiçekler de harika:)))
YanıtlaSilTeşekkür ederim:))
SilMerhaba Gulhan, bloguma biraktigin guzel yorumun icin cok tesekkurler. Tas firinindan cikacak o sevgi dolu, enfes yemeklerin resimlerini ve tariflerini sabirsizlikla bekliyorum. Benim de hayalim bir tas firin ama su an bana cok uzak. Sevgiler...
YanıtlaSilRica ederim sevgili Duygu:)Fırın maceralarımı bende merakla deneyimliyorum.Umarım uzak da olsa birgün sende hayalini kurduğun fırına kavuşursun.Sevgiler.
Sil