23 Aralık 2013 Pazartesi

LAVAŞ EKMEĞİ


Yılın son haftasındayız.Zaman yine uçuvermiş.Ve ben yine aklımdaki listeden bir çok şeyi yapamamışım. Sizinde var mı; böyle yeni bir yıla girerken ya da yeni bir aya başlarken "yapılacak işler" listesi hazırlama huyunuz?Ben bir şeyleri yazmadan yapamayanlardanım.Alışveriş listesi, pazar listesi, hediye listesi, yemek listesi, gün bitmeden yapılacak işler listesi, ay bitmeden yapılması gerekenler listesi ya da yıl bitmeden mutlaka bunları yap Gülhan listesi:) Her birini yapabilmek için günde kaç saat uyumalıyım acaba?Ya da daha ne kadar erken kalkabilirim.Çünkü zaman çoook hızlı ve kesinlikle geride kalmak istemiyorum.Fotoğrafla yazı arasında alaka kuramadığınızın farkındayım.Hemen açıklayayım: bu da bloga yazılacaklar listesinden:)

Lafı daha da uzatmadan anlatıvereyim tarifi. Burada ölçü vermeyeceğim.Çünkü çok kolay ve gerçekten ölçüye gerek yok.Fotoğraftaki her bir beze ortalama bir mandalina ebatlarında.Kısacası her bir beze için toparladığınızda bir mandalinayı oluşturacak kadar un gerekli.Unu derince bir kaba alın, bir tutam tuz ekleyin ve ortasını açın.Elinizle bir yandan karıştırırken bir yandan da azar azar su ekleyin, ta ki hamur toplanana kadar.Hamur toplanınca 5-10 dk daha yoğurun ve üstünü bir bezle örtün.30 dk dinlenmeye bırakın.Süre sonunda hamurdan bezeler yapın ve unladığınız tezgahta merdane yardımıyla açın.


Sonra yapışmaz bir tavada her iki tarafını pişirin.Tava hamuru koyduğunuzda sıcak olmalı unutmayın. Ben sobanın üzerinde pişirdim.Sobada sıkıldı hep kestane, hep kestane bir yere kadar değil mi ama?Bir tarafını pişirip diğer tarafını çevirdiğinizde şişmeye başlıyor hamur , kocaman bir balon misali.O kabarıklığın içine atıverin tereyağını, hemen ateşten alır almaz...Mis misss...


Kısacık bir sürede ev yapımı lavaşlarınız hazır oluyor.Sonrası size kalmış.İsterseniz ızgara et, tavuk sarıp afiyetle yeyin.Ya da benim gibi tereyağı, kaymak ,bal, peyniri katık edin keyifle tüketin.

Siz sadece kestane mi pişer sandınız sobada:) Bizim ki pek obur canım:) Sen yap getir, ben herşeyi pişiririm diyor fısır fısır.Beni de kandırıyor böyle böyle:)

Yazar caferengigul.blogspot.com

20 Aralık 2013 Cuma

GNOCCHI


2009 gibi yazmışım bu tarifi defterime.O günden beri yapılmayı bekliyor.Üstelik bir zamanlar Yalıkavak' a açılan bir İtalyan restoranında tatma fırsatım olmuş ve beğenmiştim.O restoranttan eser kalmadı, bende blog yazmaya başladım ama tarif hala defter sayfalarından çıkmayı başaramadı.Sonunda yeter dedim ve aldım hamuru elime.Bunca zaman boşuna beklemişim açıkcası.Yapımı çok kolay ,lezzeti bol ev yapımı bir makarna tarifi mutlaka denemelisiniz.Seveceksiniz.

Malzemeler

Hamur için:

-  2 adet irice haşlanmış patates
-  1 yumurta
-  2,5 su bardağı un

Sos için

- 3 diş sarımsak
- zeytinyağı
- 3 adet domates
- 1 tatlı kaşığı kırmızı biber
- 1 çay kaşığı acı kırmızı biber ( isteğe bağlı )
- 3 dal taze fesleğen
- tuz, karabiber

Yapılışı

1.   Önceden haşlamış olduğunuz patatesleri rendeleyin.Burada dikkat etmeniz gereken nokta patatesleri pişer pişmez sudan çıkarmanızdır.
2. Hamur tahtasına unu ve rendelenmiş patatesleri alın.Yumurtayı da kırın ve yoğurmaya başlayın.Gerekirse un ekleyebilirsiniz.Hamur elinize yapışmadığında un eklemeyi kesmelisiniz.


3.   Tahtayı unlayın ve bir merdane yardımıyla hamuru yarım cm kalınlığında açın.Açtığınız hamuru 1- 1,5 cm aralıklarla şeritler halinde kesin.Aynı işlemi şeritleri dikine kesecek şekilde tekrarlayın.Böylece minik minik kareler elde etmiş olacaksınız.


4.   Bu minik kareleri çatalın tersinden kaydırarak şekil almalarını sağlayın ve unlayın.Eğer ben bu kadar uğraşamam diyorsanız: hamuru açmadan, hamurdan küçük parçalar kopararak rulo şekli verip , keserek de makarnanızı hazırlayabilirsiniz.   
5.     Derin bir tencereye 3 lt su ve 1 tatlı kaşığı tuz koyup kaynatın. Hazırladığınız makarnaları tek tek ( yapışmamaları için )  kaynamakta olan suya atın.Ve fazla beklemeden suyun yüzeyine çıkanları alıp başka bir kaba aktarın.Tüm makarnaları bu şekilde haşlayın.
6.    Zeytinyağı koyduğunuz bir tavaya sarımsakları rendeleyin ve biraz kavurun.Onlar kavrulurken siz domatesleri rendeleyin.Rendelenmiş domatesleri tavaya alın, kırmızı biberleri ekleyip pişmeye bırakın.Kaynadıktan 10 dk sonra ocağı söndürüp doğradığınız  fesleğenleri ekleyin.Bu aşamada makarnanın haşlama suyundan 1 su bardağı eklemenizi öneririm.


Domatesin zamanı olsaydı rengi böyle olmayacak ve tadı çok daha güzel olacaktı orası kesin:(        
7.  İşte o büyülü an: haşlanmış gnocchileri sosun içine alın ve  karıştırın.5 dk bekleyip servis yapın ki  makarnaların sosu içine almaya fırsatı olsun.


Evde parmesan yoktu:( Kaşar rendesiyle idare ettik.Eşim çok sevdi bu makarnayı.Bakalım farklı soslarla nasıl olacak, deneyip göreceğiz hep beraber.Siz benim gibi uzun süre beklemeyin.Fırsat bulduğunuz en kısa zamanda yapın, pişman olmazsınız.

Mutlu hafta sonları:)

Yazar caferengigul.blogspot.com

18 Aralık 2013 Çarşamba

KISIR


Bütün kızlar toplandık, toplandık, toplandık:) Yedik içtik, sohbet ettik, bol bol güldük eğlendik.Menüde neler yoktu ki!..Çokça kahkaha vardı en başta.Sonra müthiş lezzetli yiyecekler...Ama en güzeli uyum vardı, pozitif bir enerji vardı.Ee daha ne olsun değil mi?

Yiyecekleri kısaca listeleyelim:


Rulo poğaça ( zeytinli ve peynirli ): Sıcacıktı ve mis gibi kokular sarmıştı evi:)


Süprizli kurabiye :altı kıtır bisküvi tadında , içi yumuşacık marşmelov dolgulu ve üstü çikolata kaplı.Ama Mert Ali "yaramaz kurabiye" olarak değiştirdi adını.Çünkü dişleri değişmekte olan Mert Ali'ye yaramazlık yaptı bu kurabiyeler :)


Elmalı kurabiye , anne adayımızın isteğiydi kendileri.Tarifi için tık tık...


Ve sofranın  kahramanı...ta ta ta taaaam: karşınızda.. kısır :)Sanırım sevmeyen yok kendilerini.


Zeytinyağlı biber turşusu


Domates turşusu


Kısırın eşlikçileri; marul, salatalık, domates.

Ve fotoğraflamayı unuttuğum rulo pasta, Ayşe haladan portakallı kek, Elif abladan tuzlu çıtır kurabiyelerde lezzet kattılar soframıza.Dedim ya biz bol bol eğlendik o gün.Günün sonunda öyle güzel iki resim aldım ki minik misafirlerimden tüm yorgunluğum uçup gitti.

 Ben mutfakta yemek pişirirken ve  Sena' yı düşünürken :)

Mert Ali'nin doğum gününde pastasını teslim ederken : )

Herkesin kendine göre bir kısır tarifi mutlaka vardır.Bu da benim tarifim; belki denemek isteyen olur.

Malzemeler
- 1/2 paket ince bulgur (düğü)
- 2 adet irice kuru soğan
- 2 yemek kaşığı salça
- 1 tatlı kaşığı kırmızı toz biber
- 1 çay kaşığı acı pul biber
- 1 su bardağı zeytinyağı
- 1/2 demet dereotu
- 1/2 demet maydanoz
- 1/2 demet taze nane
- 4-5 adet marul yaprağı
- 1 adet domates
- 1-2 adet salatalık
- 3 adet yeşil soğan
- 1-2 adet haşlanmış patates
- 1/2 çay bardağı nar ekşisi
- karabiber, tuz , kuru nane
- su

Yapılışı
  1. Bulguru derin bir kasenin içine alın.Üzerini yarım cm geçecek kadar kaynar su ekleyip kapatın.
  2. Kuru soğanları yemeklik doğrayın ve 1 yemek kaşığı zeytinyağında kavurun.Renkleri değişince salçayı ekleyip 1-2 dk daha kavurup ocağı kapatın.Toz biberi ekleyip karıştırın.
  3. Siz soğanları kavururken bulgurlar sıcak suyun etkisiyle şişmiş olacaklar.Bir kaşık yardımıyla bulguru havalandırın ve soğanlı salçalı karışımı ekleyip karıştırın.
  4. Haşlanmış patatesleri rendeleyip bulgura ekleyin.
  5. Tüm yeşillikleri, domates ve salatalığı küçük küçük doğrayıp bulgura ekleyin.
  6. Son olarak baharatlar, zeytinyağı ve nar ekşisini de ilave edip elinizle homojen bir karışım olana kadar yoğurun.Kısırınız hazır , afiyet olsun efendim.
Not: Zeytinyağı  ve ekşisi az gelirse damak tadınıza göre ekleyebilirsiniz.Ben genelde tadına bakarak bu ayarlamayı yaparım.

Yazar caferengigul.blogspot.com

16 Aralık 2013 Pazartesi

KURU BÖRÜLCE HAŞLAMASI

Yine çok yoğun geçiyor günler bu aralar.Malum yılın son günlerindeyiz.Yorucu oluyor.Ama ben bu koşuşturmacayı, bu telaşeyi çok seviyorum.Yıl sonu artan işler, yetiştirilmeye çalışılan dosyalar, kapatılmaya çalışılan hesaplar...Yeni yıl yeni bir başlangıç demek çünkü.Yavaş yavaş ışıltılı süslerde yerini almaya başladı evlerde, iş yerlerinde, sokaklarda...Hep bir telaşe, hep bir heyecan...Mutfakta kendi telaşesinde devam ediyor hayata.

Hayat bu kadar hızlı akarken insan, sade birşeyler yemek istiyor bazı akşamlar.Hani hızlıca hazırlanacak , fazla bulaşığı olmayacak , lakin tadı da yerinde olacak cinsten yemekler.İşte böyle bir yemek için gerekenler:


Kuru börülce ve su :) Az malzeme çok lezzet.Börülceyi tencereye alın ve üzerine su ekleyip kaynamaya bırakın.Börülceler yumuşadığında ocağı kapatın.


Zeytinyağı, limon ve tuzunu ekleyip servis yapın.Yanına turşu çok yakışıyor benden söylemesi.İşte bu kadar.Lezzeti bol yapımı zahmetsiz bir yemek daha, tembel günlerimiz için:)

Sade bir hafta dileğiyle...
Yazar caferengigul.blogspot.com

10 Aralık 2013 Salı

KUZU TANDIR


Kış sonunda geldi.Bodrum'da bile çok soğudu havalar.Hal böyle olunca evlerde geçirilen vakit de arttı.Kısacası artık akşamları bol bol kitap okumalı, hobilerle uğraşmalı.Ama en önemlisi; ruhu besleyen dostlarla hem mideleri hemde gözleri doyuran sofralarda buluşmalı.İşte fırtınalı bir akşamın menüsü :
Baş rolde....kuzu tandır ve bulgur pilavı,


Yardımcı rollerde ise patates ve cacık.


Ben bu gün size kuzu tandırın o çok zor, zahmetli mi zahmetli tarifini vereceğim.İşimiz uzun dilerseniz lafı fazla dolandırmadan tarife geçelim.

Malzemeler

- Kemikli kuzu eti ( ben bu yemekte 1 bütün kol kullanmıştım )
- 5-6 diş sarımsak
- 1 tatlı kaşığı iri çekilmiş karabiber
- 2 dal taze kekik ( ya da 1/2 tatlı kaşığı kuru kekik )
- deniz tuzu


Yapılışı
  1. Derince bir fırın kabına kemikli kuzu etini yerleştirin.
  2. Her yerine gelecek şekilde baharatlarını serpiştirin.Sarımsakları da üzerine atın.
  3. Fırın kabının üzerini önce yağlı kağıtla, sonra alüminyum folyo ile hava almayacak şekilde kapatın.Burada dikkat etmeniz gereken en mühim nokta alüminyum folyonun gıda ile temasının engellenmiş olmasıdır.
  4. Önceden 180 dereceye ısıtılmış fırında 2-3 saat pişirin.Benim fırınım için 2 saat yeterli oluyor.Ancak bu süre fırına ve ete göre değişiklik gösterebilir.Kemikten tuttuğunuzda etlerin kendiliğinden döküldüğünü göreceksiniz ki bu da tandırın hazır olduğunun en güzel kanıtı.
Nasıl çok zor değil mi:) Eğer misafirlerinizi şaşırtmak istiyorsanız ya da kendinizi şımartmak ,mutlaka denemelisiniz.Yemeği atın fırına o sizin için pişerken ister kitabınızı okuyun, ister uzanıp günün yorgunluğunu atın. Mutlu sofraların kurulduğu bir hafta olsun:)            

Yazar caferengigul.blogspot.com

2 Aralık 2013 Pazartesi

POYRAZ' IN 1 YAŞ PASTASI


Günlerin birinde minik  Poyraz'a bir pasta yapmış Gülhan.Bu ufaklık dünya adlı gezegendeki ilk yılını doldurmuş  o zamanlar.


Bu minik bey suyla oynamayı çok seviyormuş.Gülhan hiç atlar mı bunu; pastasına yapıvermiş su dolu yusyuvarlak bir oyun havuzu:)


Bol kahkahalı, gülücüklü geçivermiş Poyraz 'ın doğumgünü.Hep sağlıkla ve bol kahkahalarla dolu bir hayat dilemiş tüm insanlar bu minik beye.Masal burda bitmemiş tabii...Minik Poyraz büyümeye devam ediyormuş hala sağlıkla ve o güzel gülümsemesiyle.
Yazar caferengigul.blogspot.com

27 Kasım 2013 Çarşamba

ELMALI KEK ...GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ...


Geçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer...

"Altı üstü bir kek insana neler düşündürebilir ki? " demeyin sakin.Bu tarif beni 80'lerin sonu 90' ların başına aldı götürdü.Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım...canım arkadaşım Nurhan'ım.O zamanlar küçücüktü hayatlarımız.Tek derdimiz derslerimiz ve oyunlarımız.Dünya çok büyüktü örneğin, yaşadığımız şehir, okulumuz...çok, çok büyüktü.Arkadaşlıklarımız da ha keza.Telefonun yeni yeni evlerde baş köşeyi aldığı yıllardı.Okuldan gelir ilk iş birbirimizi arardık.Annemin sesi hala kulaklarımda " daha yeni ayrılmadınız mı siiiz ! "Hiç susmadan konuşabilirdik, gülmekten karnımıza ağrılar girerdi.Ne şebeklikler yapardık, e arada kek de yapardık.


Yıllar geçti gitti;  yeni insanlar, yeni arkadaşlar...Değişmeyen bir o duygu kaldı: çocukluk arkadaşım, canım, en büyük sırdaşım...
Bu tarif ondan bana yadigar.İlk tarif defterimin , ilk tarifi.Tıpkı o günlerdeki gibi lezzeti tam kıvamında, içinde bir dünya hatırayla...


Malzemeler

- 2 yumurta
- 2 su bardağı un
- 1 su bardağı toz şeşer
- 1/2 paket margarin ( o zamanlar ne meşhurdu margarinler:(..Ben 125 gr tereyağı kullandım)
- 1 çay bardağı süt
- 2 çay kaşığı kabartma tozu
- 3 orta boy elma 
- 2 tatlı kaşığı tarçın


Yapılışı

  1. Tereyağını eritin ve soğumaya bırakın.
  2. Yumurta , süt ve şekeri ; şeker eriyene kadar çırpın.
  3. Un, kabartma tozu ve tarçını ayrı bir kaseye eleyin.
  4. Yumurtalı karışıma tereyağını ekleyin ve çırpın.Unlu karışımıda ekleyerek çırpmaya devam edin.
  5. Kabuklarını soyup rendelediğiniz elmaları da hamura ekleyip karıştırın.
  6. Hamuru yağlanmış ve unlanmış kek kalıbına aktarın.Önceden 180 dereceye ısıtılmış fırında 35-40 dk pişirin.


Tarifte şöyle der: alt 20 dk,  üst 15 dk :) o zamanın fırınlarında turbo özellik yoktu tabi.Aslında sanırım ben kışın bir çok defa , elimdeki malzemeye göre  ve içimden geldiği gibi elmalı kek yapıyorum.Blogda bununla birlikte 3. elmalı kek tarifi tarifi oldu.Diğerlerine buradan ve buradan ulaşabilirsiniz.

Kekim pişti, çayımı demledim.Bir de sen olsaydın yanımda...Yine de bir telefon kadar uzağımda olduğunu bilmek çok güzel.Ve mutlu olduğunu sesinden anlayabilmek.Ya sizin çocukluk arkadaşlarınız? size bu kadar yakın mı? 

Yazar caferengigul.blogspot.com

25 Kasım 2013 Pazartesi

PAZAR KAHVALTISI VE SILCAN HAŞLAMASI

Gök delindi sanki bu gün.Deli gibi yağıyor yağmur, her yer sular altında.Yağmur sesinden duyulmuyor şu an klavyenin  tuş sesleri.Oysa daha cumartesi günü nasıl güzeldi hava.


Cumartesi sabahı misafirlerimiz vardı, kapının açılmasını dört gözle bekleyen.Bu anne ve kızı tüm sevimlilikleri ile günaydın dedi bize.Bende bahçede fotoğraf çektim sayelerinde:)


Zamanını şaşırması çok doğal bu kabak çiçeğinin...


Mersinlerim


Yeşil çaylarım çiçekte...


Bodrum' da bir bahçe aleo verasız olmaz bence:)


Bu güne inat pazar sabahı balkonda keyif kahvaltımız:


Sabah 8:30 - 10:00 arası çok dingindi hava.Sonra yavaş yavaş dinginliğin yerini rüzgar ve bu günde yağmur aldı.

 Pazar kahvaltılarının olmazsa olmazı, sahanda köy yumurtası.Üstelik bu sefer  pastırmalı : ) en çıtırından simitlerde baş köşeye kuruldu..


Reçellerim: ayva, kabak, çilek ve bergamut. Ev yapımı çökelek ve hafif acı siyah zeytin..Bahara kadar vedalaştığım son tarla ürünleri; domates, salatalık ve biber.Kışları kahvaltıda  tazecik tere olmazsa ben kahvaltı yapmış saymam ki kendimi.


Eh bu güzel kahvaltının ardından dağ bayır gezmesek olmazdı.


Öyle boş boş yürüyüş hiç olmazdı.Doğa böylesi cömertken değerlendirmezsek ayıp olurdu.


Akşam yemeği malzemesini de tedarik edip dönüş yoluna koyulduk.


Bu ota Bodrum'da "sılcan" diyorlar.Genel olarak yumurtalı ya da çökelekli kavurmasını yaparlar.Ben doğrayıp kaynar suda sılcanlar yumuşayana kadar haşlamayı tercih ettim.Sudan çıkarıp zeytinyağı ve limonunu ekledim.İşte size tazecik, leziz mi leziz bir yemek.

Yağmurlu bir haftaya  bu güzelliklerle merhaba dedim ben ve sizlerle paylaşmadan geçemedim.Sağlıklı haftalar...
Yazar caferengigul.blogspot.com

21 Kasım 2013 Perşembe

NOHUTLU PIRASA ( BODRUM USULÜ )


Şu sıralar körpe pırasaların tam zamanı.Öyle inceler ki; çıtır çıtır yemek istiyor insan.Bu tarif nohutlu pırasanın Bodrumcası:) Bodrum  pazarlarını gezmişliğiniz varsa pırasa bağlarının içine ufak bir kereviz parçası iliştirildiğini de görmüşsünüzdür.Çünkü Bodrumlu pırasayı böyle pişirir.Çok da güzel olur.Bir de siz deneyin istedim, bakalım beğenecek misiniz?


Malzemeler

- 1 bağ pırasa ( ceviz büyüklüğünde kök kereviz ve 2-3 adet kereviz sapı )
- 1 adet kuru soğan
- 1 su bardağı haşlanmış nohut
- 1 tatlı kaşığı salça
- 1/2 su bardağı domates püresi
- zeytinyağı
- tuz


Yapılışı
  1. Soğanları yemeklik doğrayın ve zeytinyağında renkleri pembeleşene kadar kavurun.
  2. Domates püresini ve salçayı ekleyip karıştırın.(Mevsiminde 1-2 adet taze domates yeterli olacaktır.)
  3. Güzelce yıkayıp 1.5-2 cm parçalar halinde doğradığınız pırasa ve kerevizi de tencereye alın.Üstüne haşlanmış nohutları ekleyin.Tencerenin kapağı kapalı ve kısık ateşte olmak koşuluyla pişmeye bırakın.Gerekirse az miktarda sıcak su ekleyin.Ancak kısık ateşte pişirince su eklemeye pek gerek kalmıyor.Pırasalar yumuşadığında yemeğiniz pişmiş demektir.
  4. Bol limon sıkın ve ılık servis edin.Afiyet olsun.
Yazar caferengigul.blogspot.com

18 Kasım 2013 Pazartesi

TAVŞANLI ( BOX BUNNY ) PASTA


Geçen haftayı sadece bir yazı ile kapatmışım. Ama tembellik etmedim:) Çok çalıştımm çooook... Bu hafta telafi ederim .Ve haftanın ilk gününe bu şirin pastayla merhaba diyelim mi?

12 Kasım 2013 Salı

ESKİ USUL ZENCEFİLLİ KURABİYELER


Mutfağınız, eviniz mis gibi baharat koksun istiyorsanız...yoldan geçenler kapınızı çalıp "biz kokunun peşinden geldik, size ulaştık" dediğinde şaşırmayacaksanız...Baş döndürücü kokuyla ilk ısırıkta mutluluk ülkesine yol almak isterseniz...hemen mutfağa kurabiye yapmaya.

Malzemeler

300 gr ( 2,5 su bardağı) un
- 115 gr ( 1/2 su bardağı ) tereyağı ( oda sıcaklığında )
- 350 gr ( 1 + 3/4 su bardağı ) toz şeker
- 1 adet yumurta
- 60 ml ( 4 yemek kaşığı ) pekmez
- 1 tatlı kaşığı taze limon suyu
- 1 tatlı kaşığı bikarbonatlı soda
- 1,5 tatlı kaşığı zencefil
- 1/2 tatlı kaşığı tarçın
- 1 çay kaşığı toz karanfil

Yapılışı

  1. Unu eleyin. Soda ve tüm baharatları una ekleyip güzelce karıştırın.
  2. Toz şekeri bir mutfak robotu yardımıyla biraz inceltin.Şekerin 1/3 ini ayırıp, kalanıyla tereyağını krema kıvamını alana kadar çırpın.
  3. Yumurtayı ayrı bir kaba kırın. Çatalla hafifçe çırptıktan sonra tereyağlı karışıma ekleyin ve çırpmaya devam edin.
  4. Pekmez ve limon suyunu da ekleyin ve güzelce çırpın.
  5. Son olarak baharatlarla karıştırdığınız unu da ekleyin ve karıştırın.
  6. Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparın.Top şeklini verdiğiniz hamuru önceden ayırdığınız şekerin içinde yuvarlayın.
  7. Bu şekilde hazırladığınız kurabiye hamurlarını yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine 4-5 cm aralıklarla yerleştirin.
  8. Önceden 160 dereceye ısıtılmış fırında 15 dk pişirin.Soğuyana kadar dayanabilene aşk olsun:)



Koca bir kutu kurabiyeniz olacak .Sabah bir bakacaksınız  kutu bomboş : (

NOT: Bu tarif  Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından çıkan Dünyanın En Güzel Kurabiyeleri kitabından alınmıştır.Baharat ölçüleri dışında tarife sadık kalınmıştır.

Yazar caferengigul.blogspot.com