19 Haziran 2017 Pazartesi

FIRINDA KIYMALI PAZI


Başlığın altında yemeğin resmi olmalıydı sanki. Ama olmadı:) Bu güzeller güzeli kaktüs çiçekleri aklımı çeldi ve geldi kondu sayfanın en başına.Bir gün ömürleri, kısacık.Bu sefer onları açtıkları andan itibaren izleyebildim.Önceki senelerde işlerimin yoğunluğu nedeniyle kapandıkları zaman farkederdim onları "ah yine kaçırdım" diye iç geçirerek.


Aslında ne çok şeyi ıskalıyoruz şu kısacık hayatlarımızda ve ne çok şeyi erteliyoruz daha sonra yapmak üzere.Oysa öyle anlık ki hayat, farkedip kafayı kaldırmanın zamanı geldi de geçiyor bile.Bir günlük ömrü olan bu güzelliği burnun dibinde görmemek ...


Durup, derin bir nefes alıp toprağın kokusunu tüm hücrelerinde hissetmek, doğayı dinlemek, sevdiklerinin gözünün içine bakmak dururken bir koşturmacanın içinde hapsolup kendimizi kaybediyoruz.Ne için, daha iyi bir yaşam standardı yakalamak için.Ne kadar da ironik; daha iyi koşullara sahip olmak için  yaşamayı ıskalıyoruz . 

11 Haziran'da 1 yaş daha alarak 40' a 1 kalan ömrümde kendime şöyle diyorum ; hayatı ıskalama, bırak o bitmez hesapları ve anın tadını çıkar. Ne diyor Hasret Gültekin, Zülfü Livaneli'nin sözleriyle ( https://www.youtube.com/watch?v=ITMK1FsDCyA )

"bir insan ömrünü neye vermeli
harcanıp gidiyor ömür dediğin
yolda kalan da bir yürüyen de bir
harcanıp gidiyor ömür dediğin"



Kaktüs çiçeği ya da kelebeğin ömrü kadar kısa olmasa da hayatlarımız; onları gözden kaçırmayacak kadar değerli .Bu hayat bizim için verilmiş en değerli hediye, her anının kıymetini bilmek ve hakkını vererek yaşamak boynumuzun borcu.

Ah bu çiçekler neler söyletti bana neler. Oysa şuraya bir tarif bırakıp çıkacaktım ben, önce güzellikleriyle sayfa başını aldılar sonrada resmen tüm yazıya müdahil oldular.


Şu fotoyu buraya iliştirdim mi tarife geçiş yapabilirim artık.Lezzet dergisinin bir sayısından bu fırında kıymalı pazı. Ama dergide adı ya da ölçüleri farklı olabilir, epey zaman geçti üzerinden ben yapalı.Şimdi kendi aldığım notlara göre yazacağım bloga. Çok beğenilmişti , burada kesinlikle bulunmalı.

Malzemeler
- 2 demet pazı
- 1 adet soğan
- 4- 5 adet patates ( büyük )
- 150 gr kıyma
- 2 diş sarımsak
- zeytinyağı
- tuz
- karabiber
- pul biber

Üzeri için:
- 1 su bardağı süt
- 1 yumurta
- 1/2 çay kaşığı rende muskat
- 1-2 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri


Yapılışı
  1. Patatesleri haşlamaya bırakın.Ama biraz dirice kalacaklar unutmayın.
  2. Soğanı ve sarımsağı yemeklik doğrayarak zeytinyağında kavurun.
  3. Kıymayı ekleyin ve rengi değişene kadar kavurun.
  4. Yıkayıp , doğradığınız pazıları kıymalı harca ekleyin ve 2-3 dk kavurun.Baharatları ekleyip ocaktan alın.
  5. Hafif diri kalacak şekilde haşladığınız patatesleri soyup , 1/2 cm kalınlığında dilimleyin.Fırın kabının tabanını patateslerle kaplayın ve üzerine pazılı karışımın yarısını yayın.Üzerine tekrar dilimlemiş olduğunuz patatesleri dizin ve kalan pazılı karışımı yayın.En üstü de patates dilimleriyle kaplayın.
  6. Süt, yumurta ve muskat rendesini bir kasede çırpıp patateslerin üzerine gezdirin.Üstüne kaşar peynirlerini serpiştirin.
  7. Önceden 200 dereceye ısıtılmış fırında 20 dk pişirin.Afiyetle tüketin.
Yazar H.GÜLHAN ÖZ ÖZER

14 Haziran 2017 Çarşamba

DENİZ BÖRÜLCESİ SALATASI


Oldukça iddialı bir bitki kendileri, dik başlı ve mağrur :)) Herkesler sevmeyebilir onu ve birçok evde yapılmaz kendileri.Ama Ege'liler bilir ve doğru hazırlanırsa sevmemek için bir neden yoktur.Hatta ve hatta parmakları yemek garantidir:)


Adı üstünde deniz kenarlarında yetişirmiş kendileri, tuzlu suya dayanıklılığı oldukça yüksek ve bu yüzden kendiliğinden tuzlu.Kısacası pişirirken ve tüketirken tuz eklememelisiniz.


Üstelik bir dolu faydası var, internetten araştırıp rahatlıkla bulabilirsiniz.Ama benim için bu kadar değerli olma sebebi tadı.Üsteki foto pişmeden önceki hali.Tarifine gelince ; büyükçe bir tencerede içme suyunu kaynatın.Su kaynayınca yıkanmış olan deniz börülcelerini içine atın.Bu arada topraklı olan kök kısımlarını yıkamadan önce kesmeyi unutmayın.10 dk kadar kaynatmanız yeterli olacaktır.Ama siz yinede elinizle kontrol edin; yumuşamışsa tamamdır.Aman dikkat çok fazla haşlayıp çamur haline getirmeyin, ayıklayamazsınız.


Bu fotoğraf tam kararında haşlanmış haline aittir.Biraz ılıyınca elinize alın ve çok sıkmadan aşağı doğru tek tek çekin.Yani kılçığından ayırın.


İşte böyle :) Biraz zahmetli gibi görünse de keyifli ve sonunda ulaşacağınız lezzet için buna değer.


Deniz börülcelerinin tamamını ayıkladıktan sonra üzerine zeytinyağı ve limon suyu gezdirin. Tekrar hatırlatıyorum tuz eklemeyin.Çünkü sebze gerekli tuzu kendisinde bulunduruyor. 


Arzunuza ve hazırlamış olduğunuz börülce miktarına göre rendelenmiş sarımsak da eklediyseniz muhteşem salatanız damaklarınızı şenlendirmek için hazırdır.Hadi çekinmeyin, gözünüzü de korkutmayın, balık restoranlarının vazgeçilmez mezesini siz de evinizin mutfağında pek ala yapabilirsiniz.Bu tarif bunun için yerini aldı burada:)


Son noktayı mevsimin gözdelerinden çileklerle bezenmiş mini bir  pasta ile koyalım mı? Çilekli pasta tadında güzel günler dileyerek , en kısa zamanda yeni yazıda görüşelim.

12 Haziran 2017 Pazartesi

SELAM

Son yazı 27 mart tarihliymiş ve ben o günden bugüne kadar bloga uğramamışım.Hala benden umudu kesmeyenleriniz var , teşekkür ederim.Hayatta hepimiz iyi ya da kötü süprizlerle karşılaşabiliyoruz ve işte o zaman hayatımızın doğal akışı hiç de alışık olmadığımız bir hal alıyor. Böyle anlarda blog sessiz kalıyor , üzgünüm. Keşke bu şekilde arada hayatı da beklemeye alabilseydik.Ama hayat hep devam ediyor, kesintisiz, tüm zorlukları ve tüm güzellikleriyle birlikte.

Şimdi yavaş yavaş hayatımı normal düzenine alma vakti.

Yazar H.GÜLHAN ÖZ ÖZER
 caferengigul.blogspot.com