27 Şubat 2014 Perşembe

ACIOT (SARMAŞIK ) KAVURMASI


Bodrum'lular onu acıot , Aydın'lılar sarmaşık olarak adlandırmış.Aslında tadı Bodrum'lu adında saklı bir bitki kendileri.Bir sabah uyandığımızda kapıda bir poşetin içinde bizi bekler bulduk kendilerini.Nasılda güzeller, tazecik.Asıl mühim olan onları daha özsuyunu kaybetmeden pişirmek.Gerçi bu tüm yeşillikler için geçerli bir durum.

Malzemeler
- 1 bağ acıot
- 3 adet taze soğan ya da 1 sap pırasa
- 2-3 adet kuru biber
- 4 çorba kaşığı çökelek
- 1/2 çay bardağı zeytinyağı
- tuz, karabiber


Yapılışı
  1. Acıotun sert kısımlarını ayırıp minik minik doğrayın.Elinizle kırdığınızda çıt diye kırılmayan kısımlar sert yerleridir ve pişmeleri pek mümkün değildir.Doğradığınız acıotu tencereye alın.
  2. Soğanları ve kuru biberi doğrayın ve tencereye alın.Zeytinyağı, tuz ve biberi ekleyip kısık ateşte kapağı kapalı olarak pişmeye bırakın.
  3. Otlar yumuşadığında çökeleği ekleyin ve 5 dk sonra ocağı kapatın.

Yemeğiniz hazır.Bahar gibi görünmüyor mu?

Not:Bu yemeği  yumurtalı da hazırlayabilirsiniz. Tek yapmanız gereken otlar yumuşadığında çökelek eklemek yerine yumurta kırmak olacak o kadar.

24 Şubat 2014 Pazartesi

HURMALI VE ELMALI KARELER



Yeni haftaya enerjik bir tarifle başlamaya ne dersiniz? Sağlıklı , lezzetli üstelik yumuşacık bu sihirli kareler.

Malzemeler
- 1/2 su bardağı tereyağı
- 1/4 su bardağı esmer şeker
- 4 yemek kaşığı bal
- 10 adet iri boy hurma
- 1 su bardağı yulaf ezmesi
- 1 su bardağı kekun
- 2 adet elma
- 2 tatlı kaşığı limon suyu
- süslemek için ceviz


Yapılışı

1.    Tereyağı, bal ve şekeri geniş bir tavaya alın.Tüm malzemeler eriyene kadar orta ateşte karıştırarak pişirin.
2.    Çekirdeklerini çıkarıp ince ince doğradığınız hurmaları tavaya ekleyip pişirmeye devam edin.
3.    Elmaların kabuklarını soyup rendeleyin ve tavaya ekleyin.
4.    Yulaf ezmesi, un ve limon suyunu da ekleyin.Karıştırmaya devam ederek 10 dk daha pişirin.
5.    Karışımı yağlı kağıt sermiş olduğunuz tepsiye düzgünce yayın.


6.    Önceden 190 dereceye ısıtılmış fırında 30 dk pişirin.Süre sonunda fırının ısısını 160 dereceye düşürüp 10 dk daha pişirin.
7.    Fırından çıkarıp 10 dk bekledikten sonra kareler halinde kesin.İsterseniz sıcak sıcak bakın tadına, isterseniz soğuyunca.Çünkü her hali çok lezzetli.


Bu da sizin için; çekinmeyin hadi bir lokma alın.Bakalım sizde sevecek misiniz?

Not:Tarif ; İş Bankası Kültür Yayınlarından çıkan Dünyanın En Güzel Kurabiyeleri kitabından alınmış ve küçük değişikler yapılarak uygulanmıştır.

20 Şubat 2014 Perşembe

ADABEYİ ( LİPSOS ) YAHNİSİ

Bu güzellikler denizden tencereye hızlı bir yolculuk geçirdiler.Buzdolabına bile girmeden ocağa çevirdiler rotalarını.

Adabeyi...nasılda anlı şanlı bir isim değil mi? Öyle lezzetli bir balık ki ; tam adına layık.Balıkları yakalamak ve pişirmek eşimden , afiyetle yemesi ise benden:)


Balıkların pullarını ve içini temizleyin.Ancak dikenlerinden uzak durun.Çünkü kendileri birazcık zehirlidir.Ama pişince zehri kalmıyor telaşlanmayın.


Tencerenin dibini kaplayacak kadar soğanı daire şeklinde kesin.Biz 3 büyük boy soğan kullandık.Bu yemekte soğanı bol kullanmak önemli.Çünkü yemeğe güzel bir tatlılık veriyor.Balıkları soğanların üstüne yerleştirip karabiber, tuz, tatlı pul biber ekleyin.


Büyüklüğüne göre 1 ya da 2 adet domatesin kabuklarını soyun ve balıkların üzerine irice doğrayın.2 adet doğranmış yeşil biber, defne yaprağı ve birazda maydanoz ekleyip, bolca zeytinyağı gezdirdiyseniz tencerenin kapağını kapatıp kısık ateşte 20-30 dk pişmeye bırakabilirsiniz.


Süre sonunda böyle bir manzarayla karşılaşacaksınız, benden söylemesi.


Lezzeti garantili bu tarifi bence mutlaka ve hatta en kısa sürede denemelisiniz.Üstelik çok da pratik.


İlk lokmayı ağzınıza atıp tadına vardığınızda; işte bu "mutluluğun lezzet hali" diyeceğinize eminim.

NOT: Bu yazı benden balık tarifi bekleyen sevgili "Akdeniz Kızına" gitsin.
Yazar -caferengigul.blogspot.com

17 Şubat 2014 Pazartesi

SEVGİLİLER GÜNÜ YEMEĞİ

Takip edenler bilir her 14 Şubat günü özenli bir masa hazırlanır bizim evde.Aşk için kurulur sofra ve her bir lokmanın içine saklanır binlerce sevgi sözcüğü.


Başlangıç olarak:


crostini ( İtalyan mutfağında küçük kızarmış ekmekler sarımsakla ovulup üstüne zeytinyağı gezdirildikten sonra tuz ve karabiberle çeşnilendirilip sosla servis edilir )

- Yoğurt soslu crostini ( katı yoğurt ve ince kıyılmış dereotunu karıştırarak hazırladım )
- Kapya soslu crostini ( közlenmiş kırmızı biberi taze fesleğenle karıştırarak hazırladım)
- Patlıcan soslu crostini ( közlenmiş patlıcanı ince kıyılmış maydanozla karıştırarak hazırladım )


Kars gravyeri ,zeytin tabağı ve ferahlık tabağı ( domates, salatalık, minik turp )

Ana yemek olarak:


Morel  mantarlı risotto 

ve


Sotelenmiş deniz tarağı ve karides

Son olarak:                             


Tiramisu :)           


Ben sevgimi yaptığım yemeklerle ifade ediyorum en doğal haliyle, sevgili eşimse çiçeklerle:) Peki ya siz nasıl anlatırsınız sevginizi: bir şiirle, küçük bir hediye ile, bir kahvaltı sofrasıyla, ellerinizle yaptığınız özel bir ürünle...Unutmayın sadece bilmek yetmez.İnsan duymak ister sevildiğini ve bazen de şımartılmak.

AŞK
Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır, bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.
                                                                 Özdemir Asaf

12 Şubat 2014 Çarşamba

PAZI SARMASI


10 yıl önce bahçemde bol miktarda bulunan bir bitkiydi pazı.Sonra zamanla azalarak yok oldu.O zamanlar hafta sonu kahvaltılarında omletin içine eklediğim otlardan yalnızca biriydi.Zaman içinde kendisiyle farklı farklı tariflerde birlikteliklerimiz oldu.Ama ne yalan söyleyeyim en güzeli bu sarma oldu bence.Bu tarif  Şef Rafet İnce' ye aittir ve Ihlamurlu pazı dolması olarak isimlendirilmiştir.Ben ıhlamur kullanmadan yapıyorum.Orjinal tarife ulaşmak isterseniz "Ihlamurlu pazı dolması" diye aramanız yeterli olacaktır.


Ne kadar güzel görünüyorlar değil mi? Parlak ve sulu...İnsan görünce almadan geçemiyor.

Malzemeler

- 2 bağ pazı
- 200 gr kıyma
- 1+1/2 su bardağı pirinç
- 1 adet irice kuru soğan
- 4 diş sarımsak
- 1 adet domates
- 1 yemek kaşığı domates salçası
- 1 yemek kaşığı biber salçası
- 2 yemek kaşığı sumak
- 1 su bardağı nar ekşisi
- 1/2 çay bardağı zeytinyağı
- 1/2 demet maydanoz
- 1/2 demet dereotu
- 1/2 demet taze nane
- karabiber
- pul biber

Yapılışı

1.    Pazıları kaynar suda hafif yumuşayana kadar haşlayın.


2.    Yıkayıp süzdüğünüz pirinçleri, kıymayla birlikte derince bir kaba alın.
3.    Yeşillikleri,  sarımsağı ve soğanı ince ince doğrayıp pirinçlere ekleyin.
4.    Nar ekşisinin ve sumağın yarısını kalan tüm malzemelerle birlikte pirinçlere ekleyip iyice karıştırın.

5.    Hazırlamış olduğunuz iç harçtan 1 tatlı kaşığı alıp pazı yaprağının içine yerleştirin ve sarın.Tüm yaprakları aynı şekilde hazırlayın.
6.    Tencerenin dibine hafif çukur bir tabak yerleştirin.Sardığınız pazıları bu tabağın üstüne dizin.Bu sayede tencereye eklemiş olduğunuz sıvılar tabağın altında kalacak ve dolmalar buharda pişmiş olacaktır.


7.    Sarmaların üstünü örtmeyecek kadar suya kalan nar ekşisi ve sumağı ekleyip karıştırın.2-3 yemek kaşığı kadar zeytinyağını da ekleyip sarmaların üzerine gezdirin.Tencerenin kapağını kapatıp orta ateşte suyunu çekene kadar pişirin.
8.    Pişmiş olan sarmaları tabağa alın.Üzerine sarımsaklı yoğurt gezdirip servis yapın.Afiyet olsun.
Yazar caferengigul.blogspot.com

10 Şubat 2014 Pazartesi

MERHABA

Şimdi bu satırları yazarken; çok uzun zaman geçmiş diyorum ,bloga yazmayalı.Oysa düşünmeden yaşarken ne kadarda kısa geliyor aynı zaman dilimi insana.

Herşey şu ortalığı kırıp geçiren grip virüsüne yakalanmamızla başladı.İnsan 15-20 gün hasta yatabilir mi?Yatabilirmiş, deneyimledik.Geçmek bilmeyen bir zamandı.Ne ilaçlar fayda etti, ne de bitkiler.Bu bir süreçti ve sonunda geçti.Sonrası büyük bir koşturmacaydı. Sanmayın ki tembellik yaptım.Öyle yoğun, öyle yoğundu ki günler bilgisayarı açmaya bile fırsatım olmadı.Oysa ki ne planlarım vardı...

Hayatımızı ne kadar planlamaya çalışsak da an geliyor tüm planlar altüst oluyor.Gün günden farklı olayları ve farklı sorumlulukları beraberinde getiriyor.Bazen çok kolay oluyor yüklenmek herşeyi, tüm olağanlığıyla.Kimi zamanda, en kolay olan bile içinden çıkılmaz bir mecraya doğru yol alıyor ve siz ardından öylece bakakalıyorsunuz.Sanırım işte tam da buna "hayat" deniliyor.

Ben yeniden "merhaba" demek istedim hepinize.Hayat planlarımla oynamadığı sürece yazmaya devam etmek niyetindeyim.

Mutlu haftalar.