26 Eylül 2011 Pazartesi

HEDİYELER VE FIRINLANMIŞ KÖY TAVUĞU


Geçtiğimiz hafta içinde hediye geldi  fotoğrafta görmüş olduklarınız.Bundan daha değerli bir hediye olabilir mi...Emek var her şeyden önemlisi , doğallık var ve tabi bir de değer verilmek var...Ne mutlu bana.

Şeker gibi üzümler, mis kokulu domatesler, çıtır çıtır biberler, taze fasulyeler, patlıcanlar, taze mi taze pırasalar, hepsi dalından toplanmış, toprak kokulu, doğal.Ve tabi köy tavuğu..............


Hiç vakit kaybetmeden fırınlandı ve afiyetle tüketildi.Immmmm enfesti doğrusu.Hep söylediğim gibi doğal olan her zaman en değerli olandır.Malum köy tavuğu biraz sert olabiliyor.Bu nedenle önceden haşladım kendilerini.Haşlama suyunu da  buz kalıplarına koyup, dondurarak ev yapımı leziz tavuk bulyonlar yaptım.Bir taşla iki kuş misali : )

1 yemek kaşığı tereyağını, 5-6 diş rendelenmiş sarımsağı, 2 şer dal doğanmış taze biberiye ve kekiği, karabiber ve deniz tuzu ilavesiyle karıştırıp, tavuğun derisinin altına sürdüm.Patatesleri irice doğradım, bir kaç adette yeşil biber ekleyip fırın poşetine yerleştirdim.Tavuğu da poşete alıp, az da zeytinyağ ekleyip 230 derece fırına verdim.


Sonuç mu:   lokum gibi yumuşacık, lezzetli mi lezzetli bir ziyafet  oldu.Herkesin emeğine sağlık ama en çok da üretenin ve bize getirenlerin emeğine sağlık.


Yemek bu kadar doğal olurda yanına katık olan ekmek kusur mu kalır.Pek tabi ki ekşi mayalı ekmek eşlik eder bu değerli yemeğe.Fırından yeni çıkmış, çıtır çıtır hali ve mis kokusuyla : )

Yazar caferengigul.blogspot.com

19 Eylül 2011 Pazartesi

KAÇAMAK

Bir kelebeğin kanatlarının hafifliğine bıraktık kendimizi


Aldı bizi bıraktı cennete


 Göz alabildiğine deniz, güneş


Ve kitabım...


Huzur


Bir yudum rakım, üç beş çeşit meze bir de sevdiğim...


İşte tatil dediğin...Miskinlik:)


Saklanmak...


Merak.


Bunlar da benden sizlere...


Yazar caferengigul.blogspot.com

5 Eylül 2011 Pazartesi

ARŞIN BÖRÜLCE

Arşın börülce...bizim oraların börülcesi...Bayramda memlekete kadar gidilir de hiç o güzelim arşın börülcelerden alınmaz mı?Sağ olsun babacığım sevdiğimiz her şeyden bolca bolca almış.Tüm çarşıyı, pazarı eve taşımış.


Uzun uzun olduğundan adı arşın börülcedir kendilerinin.Kılçığı ve kurdu olmaz.Kısacası pek bi lezzetli ve zahmetsizdir.Tadı diğer börülceden farklıdır ve işte tamda bu sebepten daha çok severim ben kendilerini.



Öyle uzun uzadıya tarife hiç gerek yok.İrice bir kuru soğanı doğrayıp, zeytinyağında kavurun.Rendelenmiş 1 veya 2 adet domatesi ekleyin.Sakın ama sakın 1 tatlı kaşığı tatlı toz kırmızı biber eklemeyi unutmayın.Börülceleri de tencereye alıp, kısık ateşte kavrulmaya bırakın.Dibi tutacak gibi olursa ılık su ekleyin ve pişirin.Bu muhteşem yemek ılık ya da 1 gece buzdolabında beklemiş haliyle pek bir güzel olur, benden söylemesi:)



ımmmmmmmm, enfes.
Yazar caferengigul.blogspot.com