30 Aralık 2014 Salı

HOŞGEL 2015


Yine koca bir yılı geride bıraktık.Dile kolay tam 365 gün.Ne çok değil mi?Neler yaşanmadan kaldı, ne hayaller kuruldu.Kimi gerçek oldu kimi hayal ağacının dallarına asılı kaldı.
Bazen gözler yaşla doldu, bazen öyle büyük kahkahalar atıldı ki sebebi sönük kaldı.Büyük ikramiye bana çıkmış gibi sevinçlerim oldu pek çok.Mutluluktan ne yapacağımı bilemez oldum.Sanki içimden yüzlerce kuş kanatlandı cıvıltılarıyla.Pek tabi kırgınlıklarım da oldu, kızdığım hemde çok kızdığım zamanlarımda.Ama kızgınlıklar gelip geçici şu hayatta, ya kırgınlıkları ne yapmalı...Ne unutulur, ne yenilir yutulur...gelir çöreklenir insanın yüreğine, ordan yüzüne, ellerine.Gitmez .Belki gitti sanırsın kaybolur gider ellerinden, yüzünden izleri.Ama ya yüreğin...işte oraya yerleşen sevinçler de kalıcıdır, hüzünlerde...hele ki kırgınlıklar.
Sağlık olsun dersin bazen öylesine.Oysa ne anlamlıdır o iki kelime "sağlık olsun".Ancak hastalanınca anlarsın o iki kelimeden oluşan koca cümlenin önemini.En çok arayıp soranlar mutlu eder insanı.Bir tas çorbayla kapını çalanlar.Ne büyük yürekleri vardır anlarsın.Ve şükredersin hayatında oldukları için.Bir de bahaneler uyduranlar vardır vefasızlıkları için.İşte orda oldukları yerde öylece bırakıp gidersin onları.Yani yapman gereken budur.Biliyor musun samimiyetsizlik pek fena birşeydir.Çünkü görünür.
Çok çalışırsın ve çok kazanırsın.Ama mühim olan kazanırken kaybetmemek değil midir?Yani çok kazanmak için çok çalışırken hayattan çalmamak gerekir.365 günün herhangi birindeyken 365. günü görmenin garantisinin olmadığını bilerek yaşamalı insan.
İnsan alışır; tembelliğe, samimiyetsizliğe, az yemeye, "mış gibi yapmaya"...Siz gülmeye alışın, paylaşmaya, hayatı hakkıyla yaşamaya alışın.Ne bileyim hiç sevmediğiniz halde "yenge" kelimesini ; sevdiklerinizden duymaya alışın:) 
Kocaman bir yılı daha geride bırakıyoruz.Elimizde ne  kaldı, önemli olan bu.Bu geçip giden ve giderken gülerek el sallayan 2014 den bana kalan mutluluklarım var yüreğime sığmayan.Hayallerim var, umutlarım var.Değer verdiğim insanlar var; dostlarım, ailem, arkadaşlarım ve pek tabi sevgili Şero'm.Biliyorum ki yüreğinde yer ettiğim insanlar var...18 yılı geride bıraktığım, birlikte büyüdüğüm kalbimin diğer yarısı var...Evet kocamannn bir yıl, dile kolay tam 365 gün geride kaldı.Ben hazırım yeni yılı karşılamak için ışıltılı evim, sevgi dolu sofram ve umut dolu yüreğimle.


Tüm insanlığa hoşgel 2015.

Yazar caferengigul.blogspot.com

22 Aralık 2014 Pazartesi

KAYISILI KREMALI BARLAR


Geçen yıl bu zamanlar yapmıştım bu barları.Görünüşleri pek bi havalı olan bu güzelliklerin ilk ısırışta daha da bir artıyor havaları:) Yılın bu zamanları için çok uygun değiller mi sizcede?


Bu tarifte "Dünyanın En Güzel Kurabiyeleri" kitabından.Ve ben bu kitabı çoook seviyorum.Şu ana kadar denediğim tarifler içinde beğenmediğim ya da başarısız olanı  olmadı.Mutfakta vakit geçirmeyi sevenler için güzel bir hediye olabilir.

Malzemeler
- 50 gr ( 1/2 su bardağı ) un
- 50 gr ( 1/4 su bardağı ) tereyağı
- 1 çay kaşığı vanilya esansı
- 1 adet yumurta ( sarısı ve akı ayrılmış )
- 115 gr ( 1/2 su bardağı ) pudra şekeri
- 100 gr ( 1 su bardağı ) kıyılmış ceviz
- 115 gr ( 1/3 su bardağı ) kayısı reçeli
- 50 gr ( 1/2 su bardağı kadar ) damla çikolata ( orjinal tarifte yok )


Yapılışı
  1. Un, tereyağı, yumurta sarısı, vanilya esansı ve şekerin 50 gr ( 1/4 su bardağı ) ını mikserde çırpın.
  2. 20 ' ye 20 cm ebatlarında kare bir fırın tepsisini yağlı kağıtla kaplayın.Hazırlamış olduğunuz hamuru tepsiye elinizle yayın.Gerekirse bir kaşık yardımıyla üzerini düzleyin ve çatal yardımıyla hamurun üzerinde delikler açın.
  3. Önceden 180 dereceye ısıtılmış fırında 10 dk pişirin.Fırından çıkarıp soğumaya bırakın.
  4. Yumurta akını mikserle çırpmaya başlayın.Yavaş yavaş kalan şekeri ekleyin, pürüzsüz ve ipeksi bir kıvam alana kadar çırpmaya devam edin.
  5. Kıyılmış cevizleri ekleyin ve spatula ile karıştırın.
  6. Önceden pişirmiş olduğunuz hamurun üzerine kayısı reçelini sürüp, damla çikolataları serpiştirin.Krema haline gelmiş yumurta akını kayısıların üstünü kaplayacak şekilde güzelce yayın.
  7. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 20 dk  ( üzeri kızarıp gevrekleşene kadar ) pişirin.Fırından çıkarıp soğumaya bırakın.
  8. Dilimleyerek servis yapın ya da paketleyip sevdiğiniz birilerine hediye edin.Kim mutlu olmaz ki böyle bir hediye alınca...
Lezzeti ve mutluluğu bol bir hafta olsun:)
Yazar caferengigul.blogspot.com

16 Aralık 2014 Salı

KÖRMEN YEMEĞİ

İstemeden de olsa ara verdim.Yoğunluktan bir türlü yazmaya fırsatım olmadı.Üstelik bazı günler yemek yapmaya bile fırsatım olmadı desem doğrudur.Geçen Aralık ayında başlamıştık tadilata "1 bilemedin 2 ayda biter" sözüne güvenerek.Koca 1 yıl geçti, hemen biter dedikleri tadilat anca bitti.Evde tadilat inanılmaz zor hele ki; bu kadar uzun sürerse çok daha zor oluyor.Neyse ki bitti artık , ben de bittim yorgunluktan.Ama herşey istediğim gibi oldu.İşte bu mutluluk insanın tüm yorgunluğunu alıp götürüyor.İşin sonunda evimin çok güzel ve herşeyi el işçiliği olan 1 katı daha oldu:) Ufak tefek birkaç eksiğimiz daha yapıldığında bahçe katım tamamen bitmiş olacak.

Günler bu kadar yoğun geçerken fotoğrafta gördüğünüz köremenleri toplamış Nenoşumuz.Bana da pişirip afiyetle yemesi düştü.Bu bitkinin Bodrum'da yöresel adı köremen ya da körmen.Pırasaya benziyor dediğinizi duyar gibiyim.Yabani pırasa olarak satıldığını da gördüm ama kaynaklar ondan daha çok yabani sarımsak olarak bahsediyor.Bodrum'da bahçelerde , dağlarda kendiliğinden yetişiyor.Benim bahçemin 2-3 metrekarelik bir kısmında da çıkıyorlar ve benim için öyle değerliler ki...


Bu güzelim otu temizleyip yıkadıktan sonra aynı pırasa yemeği gibi pişirebilirsiniz ya da kavurup yumurtalı pişirebilirsiniz ki ben henüz denemedim.İsterseniz ince ince kıyıp mayalamış olduğunuz ekmek hamuruna karıştırabilirsiniz.Tercih sizin.


Köremenlerin köklerini kestikten sonra atmayın, toprağa gömün.Öyle hızlı filizleniyorlar ki şaşırmamak mümkün değil.Aynı işlem pırasalar içinde geçerli.Sakın benim bahçem yok diye geçirmeyin bile aklınızdan, orta boy bir saksı bile işinizi görür.Size de kendi  yetiştirdiğim sebzeleri pişiriyorum diye gururlanmak düşer:))


Eh bu kadar laf kalabalığı yeter değil mi?Artık tarife geçmeli.Yıkanmış köremenleri 2 cm uzunluğunda doğrayıp zeytinyağında, 1 yemek kaşığı salça ve 1 tatlı kaşığı kırmızı biber  ile kavurmaya başlayın.Köremenler diriliklerini kaybetmeye yakın daha önceden haşlamış olduğuz 1 su bardağı kadar nohut ve biraz sıcak su ekleyip pişmeye bırakın.İşte bu kadar.Afiyet şeker olsun efendim.
Yazar caferengigul.blogspot.com