22 Şubat 2013 Cuma

BADEMLİ PİLAV

Bu yıl havalar tam da benim sevdiğim gibiydi; bol yağmurlu.Ama bir kaç gün önce bu yağmurlu havaların azizliğine uğradık.Bilgisayar ve modem sizlere ömür.Düşen yıldırımlardan nasibini aldılar.İşte tam da bu sebeple sayfam sabitledi kendini. Yeni yazı ekleyemedim, sizleri ziyaret edemedim.Bir an önce bu durumun düzelmesini umut ediyorum.
Sevgililer günü yemeğinden  bademli pilavın tarifini vermek istiyorum.Gerçekten çok lezzetli ve gösterişli bir pilav kendileri.Bir o kadar da kolay.


Malzemeler

- 2 su bardağı pirinç
- 1/2 su bardağı badem 
- 1 çorba kaşığı kuş üzümü
- 1 adet soğan
- 2 çorba kaşığı tereyağı
- 2,5 su bardağı tavuk suyu
- tuz, karabiber


Yapılışı

  1. Bademleri kaynar suda 15 dk bekletip kabuklarını soyun.
  2. Pirinç ve kuş üzümlerini ayrı kaplarda ılık suya ıslatın.Yaklaşık 20-25 dk kadar suda bekletin ve süzün.Pirinçleri tekrar yıkayın.
  3. Tereyağından 1/2 kaşık alıp tavada eritin.Bademleri ekleyip renkleri dönene kadar kavurun.Bademler kızardığında tavadan alın.
  4. Kalan yağı ekleyin.Yemeklik doğradığınız soğanı yağ eriyince tavaya alıp kavurun.Soğan pembeleşince  pirinçleri ekleyin ve 5-10 dk kavurun.
  5. Badem, kuş üzümü, tuz, karabiber ve tavuk suyunu tencereye alıp karıştırın.Tencerenin kapağı kapalı vaziyette; kaynayana kadar yüksek ateşte ve kaynadıktan sonra kısık ateşte olmak koşuluyla pişirin.
  6. Pilav suyunu çekince ocağı kapatın.Tencerenin üzerine kağıt havlu koyun ve 10 dk demlenmeye bırakın.
  7. Pilavınızı yavaş bir şekilde karıştırıp servis yapın.Afiyet olsun.

Yazar caferengigul.blogspot.com

15 Şubat 2013 Cuma

SEVGİLİLER GÜNÜ YEMEĞİ

"Çünkü hiçbir kelebek
Tek başına yaşayamaz sevdasını,
Severken hiçbir böcek
Hiçbir kuş yalnız değildir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir. "

Demiş Ataol Behramoğlu.Ve ben de bu sevgililer gününde ( her zaman olduğu gibi) bir sofra kurdum sevdiğim için.Adı aşk olan bu sofranın, yemeklerinin içine bolca sevgi ekledim ki; bir methiye olsun sevdiğime.İstedim ki; her bir lokmada hissedebilsin sevildiğini.Çünkü o sevildiğini hissetmezse ya da ben bilmezsem beni ne kadar çok sevdiğini... bu, aşk olmaz ki.

Aşkı anlatmanın yüzlerce yolu var; kimi güzel bir şiir yazar, kimi çiçekler toplar sevdiğine, ben bu sofrayla denedim sevgimi anlatmayı.



atıştırmalık tabağı

Piliç tandır

Bademli pilav

Nar ekşili salata

Fransız ekmeği

bir tabak aşk

 aşk

aşkın en tatlı hali:)

Karaorman Pastası ( vişne likörlü )

Sevgisiz ama en çok da aşksız kalmamanız dileğiyle.Çünkü ancak böyle çekilir bu dünya.
Yazar caferengigul.blogspot.com

11 Şubat 2013 Pazartesi

İNCİRLİ KEK


İncir sevenlere şiddetle tavsiye olunur.Evde son kalan incirleri de kek içinde tüketmek istedim.Kitapları karıştırdım, dergileri...hiç biri ilgimi çekmedi.Bana da hayal gücümü kullanmak düştü.Tadı, kokusu, dokusu yoğun bir kek oldu.


Malzemeler

- 3 yumurta
- 1+1/4 su bardağı toz şeker
- 200 gr incir
- 1 su bardağı dövülmüş ceviz
- 1/2 su bardağı sıvı yağ
- 1/2 çay bardağı brendi ( french brandy )
- 2 su bardağı un
- 1 paket kabartma tozu
- 1 paket vanilya
- 1 tatlı kaşığı tarçın


Yapılışı
  1.  Minik minik doğradığınız incirleri , dövülmüş cevizi ve tarçını bir kabın içinde brendiyle birlikte güzelce harmanlayın.
  2. Yumurta ve toz şekeri mikserle krema kıvamını alana kadar çırpın.
  3. Sıvı yağı ekleyip çırpmaya devam edin.
  4. Unun 1/4 bardak kadarını ayırın.Kalan unu, kabartma tozu ve vanilyayı eleyerek yumurtalı karışıma ekleyin ve mikserle çırpın.
  5. Ayırmış olduğunuz unu incirli karışıma ekleyip karıştırın.Bu karışımı kek hamurunun içine dökün ve spatula yardımıyla karıştırın.
  6. Yağlanmış ve unlanmış kek kalıbına hamurun tamamını dökün.180 dereceye ısıtılmış fırında 30-35 dk pişirin.Soğuyunca servis yapın.


Afiyet olsun.

Yazar caferengigul.blogspot.com

8 Şubat 2013 Cuma

BABA EVİ , ANNE MUTFAĞI

Siz hiç "benim annemin yemekleri güzel değil" diyen birini gördünüz mü?Sanmam.Çünkü her insana annesinin yaptıkları çocukluğunu anımsatır.Bir lokmada yeniden onun minik oğlu , şirin kızı oluverirsiniz.Hele bir de baba evindeyseniz...Evin bir köşesinden afacan haliniz fırlarken, bir diğer köşesinden mahcup ilk gençliğiniz gülümser.Ne kadar da büyüktür gözünüzde mutfakta ki tencereler, annenize yardıma koşarken.Ya da babanız elinde dev erzak filesi kapıdan girerken, bakakalırsınız ardından...nasıl da kolay taşıdığına inanamayan gözlerle...Hep birlikte yenilen yemekler gibisi yoktur.Hele ki pazar kahvaltıları...Hiç unutulur mu çocukluğumun pazar günleri...Anneciğimin hazırladığı güzelim sofraya, bizimle birlikte gelir babacığımın yaptığı leziz mi leziz  kocaman bir tabak karışık tost.Belki sofraların en lüksüne oturmuşluğunuz vardır ve kim bilir belki de en meşhurunu yemişliğiniz karışık tostların.Ama hiç birisi onların yaptığı kadar güzel olamaz.Çünkü içinde çocukluğunuz yoktur.Çünkü içinde annenizin koşulsuz sevgisi , babanızın şefkatli bakışları yoktur.

Bir günlüğüne de olsa ben çocukluğuma döndüm bu hafta sonu.Nasıl iyi geldi anlatamam.Babamın evi, annemin mutfağı.Bir daha ki yolculuğum bahara.Çünkü baharda bir başka güzel olur oralar.Her yeri kaplar mis gibi turunç çiçeği kokusu...anne kokusu...baba kokusu...

 anne böreği

çıtır çıtır anne haşhaşlısı

sıcacık yarma çorbası

Ta oralara kadar gidilir de pazara uğramadan gelinir mi?Malum her şeyin en güzeli, en tazesi var.Epeydir pek de meşhur internet satış siteleri nedeniyle.

 Nazilli Cumartesi pazarı

Biliyorum çok iyi değil bu iki foto ama elim kolum dolu bu kadar oldu.Kestaneler , cevizler, bademler, haşhaş ezmeleri, narlar, kan portakalları...ve daha neler neler alındı efendim.Ama en önemlisi buralarda pek bulamadığım kese yoğurdu önceden sipariş verildi.Mis gibi, yağlı mı yağlı, is kokulu...
Bu hafta sonu evimdeyim.Bakalım neler çıkacak mutfağımdan, geçmişe özlemle.Herkese mutlu hafta sonları efendim...Kim bilir belki siz de bu hafta sonu bir kaçamak yaparsınız çocukluğunuza doğru...
Yazar caferengigul.blogspot.com