23 Şubat 2015 Pazartesi

LÜTFEN YAVAŞLAYIN...YARIN YOK...


İnsan sevdiklerinin kıymetini bilmeli önce ve her anı dolu dolu yaşayabilmeli özgürce; sanki yarın hiç olmayacakmış gibi.Peki ya hangimiz yapabiliyoruz bunu.Günlük koşturmacanın içinde eriyip gidiyor en değerli zamanlarımız.İş - ev , iş- ev...bazen hızlıca yenilen yemekler, kimi zaman televizyonun egemenliğinde yenilen yemeklere bırakıyor kendini.Böyle böyle yitiriyor anlamını ilişkiler.İster sevgili olarak, ister eş, isterseniz ev arkadaşı olarak algılayın farketmez.Aynı evin içinde birbirine değmeyen hayatlar...

Arada bir soyutlayın kendinizi çağımızın rutininden ve zaman ayırın sevdiklerinize.Özenli bir sofra kurun mesela...sakın açmayın televizyonu...Birbirinizin gözünün içine bakarak sohbet edin ve her lokmanın tadını çıkarın.Sevdiklerinize vakit ayırın.Gerçek vakitler; aklınızda işle ilgili 40 tane tilkinin dolaşmadığı, gözünüze televizyondan bir karenin takılmadığı...Yavaşlayın...ve anın tadını çıkarın.Bahaneniz olsun doğum gününüz, evlilik yıldönümünüz, sevgililer günü ya da ne bileyim elinize konan uğurböcüsü.Yeter ki siz bahane yaratın ve sevdiklerinizle gerçek vakitler geçirin.Buna hepimizin ihtiyacı var.Lütfen artık biraz yavaşlayın.


Ben sevgiyle hazırlanmış bir sofranın mutlu edemeyeceği bir insan tanımadım henüz.Hayat hızla akarken siz güzel anılar biriktirin, içinde değer verdiğiniz insanların olduğu.Çünkü elinizde kalan bir tek onlar olacak sonunda.

Ne çok konuştum yine:) içimden geçenleri yazmasam olmazdı ya da bu sofrayı niçin hazırladığımı.Düşüncelerimi paylaştığıma göre menüyü yazma zamanı gelmiştir herhalde, sizleri daha fazla sıkmadan.

Bu sofranın baş kahramanı Mahmudiye  15. ve 16. yy 'da yapılan hamurlu, meyveli bir tavuk yemeğidir.Mutlaka denemelisiniz , çok ama çok lezzetli.


Tabiiki ekmeklerin hası; ekşi mayalı çavdar unlu ekmek sofranın bir diğer harikasıydı.


Yardımcı rollerde haşlanmış kırmızı pancar, kekikli turp salatası ve domates salatası yerlerini aldı.


Bu sofrayı ancak  "helva-i hakan-i"  tamamlayabilirdi ( normalde a ve i harflerinin üstünde şapka var ). 15.-19. yy' da yapılan, helvaların hakanı ya da hakanlara layık olarak adladırılan bu helvanın en can alıcı noktası ise içindeki kaymağıymış.Bu helvayı tadıp beğenmeyen olmadı.Tabakta görmüş olduğunuz tamamının 1/4 ü kadardı desem ne kadar bereketli olduğunu anlatmış olurum.

Sizde sevdiklerinizle özenli sofralarda buluşun.Can kulağıyla dinleyin birbirinizi, sohbetinize kahkahalarınız  eşlik etsin. Mideniz , gönlünüz şenlensin.Yavaşlayın, her anın tadını çıkarın.Çünkü yarın yok...

Not: Tarifleri gelecek yazılara bırakıyorum.Zira bugün çok konuştum ;)

Yazar caferengigul.blogspot.com

2 yorum:

  1. Cok dogru yazmissiniz.... hayat is ev - ev is arasi geçiyor.
    O nedenle simdiden yaz tatilini ip ile çeker oldum... tatil demek nefes alabilmek bence. Malesef öyle, haftasonu tatilleri yetmiyor. Söyle üst üste bir kaç hafta güzel Ege de keyifli günler geçirmek bizlere ilaç gibi geliyor. Ege yi çoooook özledim.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hülya hanım merhabalar
      Çok sevindim yazmanıza.Yeniden görüşmek güzel:)
      Ege...bence tam anlamıyla sakin sakin sakin yaşanması gereken bir yer.
      Sevgiler.

      Sil